Hangi ses içimi dindirebilir ki
Ölürsem mevsim gibi
Tekrar gelemem bu sefer
Bırakın siz gidin beni
Ben zaten yoluma düşeli
Asırlarım oldu çatlak dudaklarımda
Susuyorum belki
Küsmüyorum bu sefer size
Sizin dünyanız size
Benimki kainata yayılsın
Gönlümün kırıntıları da yeter bana
Üşüsem de ısıtmayın beni artık
Ben yanalı kainat yarılmıştı
Güneşime sevdalı
Hayaller içindeyim
Yüreğimdeki yaralarımın azdırdığı
Her hayalin gerçekleşme sancısıydı
Her acıda bir adım daha yaklaştım sana
Bin bir günah içinde olsam da
Koşuyorum sana kim tutabilirse
Kinim yok artık içimde
Kederimi attım denize
Kurursa benden değildir asla
Öteye beri suç atmayın
Sizin size savaşınızdı yakamozları kurutan
Düştüm belki
Bir anda kıyamet koparacak
İz bırakabilirsem semanın ortasında
Düşerken özüme
Tutanımda olmayın her hece
Her hecemde sen varken
Hangi ses içimi dindirebilir ki
Ecelle kol kola giderken
Bu gidişin dönüşü olmayacaktı
Siz kalın
Burası size daha çok yakışır
Ama uzunca soluklanmayın
Uzunca soluklanacak kadar
Bu dünyada soluk kalmadı
Soluduğunuz ve solduğunuz hava ki
Sizden önce kaç nesille soluk aldırdı
Çok farkınız var sanmayın
Sizden sonra çok nesille de kalmadı
Hangi ses içimi dindirebilir ki
Dalarsın birden gülden rüyalar içine
Kaybolmanın şaşkınlığı üzerimdeydi
Bir adanın içinde
Bin bir türlü duygusal işkence
Bastığımız her toprak parçası
Kah küçük, kah büyük adaydı
Bütün topraklarımı deniz sarmıştı
Özgür sanırken kendinizi
Adım adım öğütülürdü ömür
Bırakın siz gidin beni
Ben zaten yoluma düşeli
Asırlarım oldu çatlak dudaklarımda
Geride nemi kalırdı
Şansın varsa kumdan kaleler
Yada mumdan bir ışık
Yemyeşil bir havada
İçin en gizli yerlerine kadar görülen
Mistik bir göldü
Benim ayağımsa balçığa bulanmıştı
Girsem göle,
Göl kirlenecekti
Büyü bozulacaktı
Usulca seyrettim gölü,
Gölün rengarenk Allah’ın eseri olan
Genetiği orijinal balıklarını
Dokunup sevemezsin ki onları
Hayatta bazen sevdiğin şeylere
Uzaktan bakmakla mükellefsin
Derken bir göl kızı
Güneş gibi daldı gölün içine
Balıklarla dans eder gibi
Kıvrıldı durdu gözümün önünde
Çıkıp gölün yüzüne
Saçlarını bırakırken rüzgara
Gök kuşağı hazinesinin kapıları açılırdı
Ne kadarda farklı olsak birbirimizden
Kainatın ortak dengesiydi
İçimdekini elimizdekiyle avutmak
İçimdeki bu acı neydi
Sabırsızlığım ölüm gibiydi
Hangi ses içimi dindirebilir ki
Bırakın siz gidin beni
Ben zaten yoluma düşeli
Asırlarım oldu çatlak dudaklarımda
Ben dindirecek ses içimin dinlediği sesti
Bu sesse geçici bir süre
İnsanlık yüzünden
Kıyamet gibi susmuştu….
Ya devam edebilirim
Yada susabilirim
İkisi de aynı şeydi
Kayıt Tarihi : 17.4.2005 10:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ben zaten yoluma düşeli Asırlarım oldu çatlak dudaklarımda... Çok yoğun hisler. Etkilendim. Sağolun, yüreğiniz sağolsun. Musa Boztepe
TÜM YORUMLAR (1)