Bana güllerin renginden söz et
rüzgârların geceleyin penceremi aşındırışından
bir türkü söyle ki oralardan
bana
gide bileyim ben
bur da karanlıkların üstüne
Burası değersiz bir çöp yığına döndü
İçimdeki fırtına sel sularına kapılıp gitti
Ne söylüyoruz neler oluyor
Ne bu başımızdaki lisanını bilmediğimiz dil
Kim bunlar nerden geldiler
Ne zaman anlatmak zorunda
Kalınca insan ötekine kendini
O zaman başladı anlaşılamama korkusu
Duygular saklanamaz olunca
Bir kuşu kafese kapatma
Ben yaktım gemileri
Ben yıktım duvarları
Ben geçtim kendimden
Ben vurdum kedimi yollara
Ben akıp geçtim ırmaklardan
Şimdi uzaklar da bir yerde
Doğuyor güneş
Gece salına salına teslim ederken
Kendisini gündüze
Yapraklar dalından düştüğün de
Soracakmış rüzgârlara
Onu yurdundan ayıran esintinin hesabını,
Yağmurlar; karla kaplı bir ovaya yağdığın da
Eriyen karlar su olup aktığında,
Yeryüzüne özlemle düşmeyi bekleyen
07.09.2010
Al bir parça hüzün serp gökyüzünün sessizliğine
Vur kendini yollara al sırtına rüzgârları
Geç dağlardan huzursuz yollardan
O kadar çok soru var ki aklım da
Bir cevaba varamayan bir diğeri çıkıyor karşıma
O kadar karmaşık ki aklım
Yadırgıyor kolayı bulunca
Düşünmenin suç olduğu bir ülkede
Ben
Seni düşündüm her geçe
Ne kadar imkânsızda da olsa
İpi kopan uçurmayı yakalamak
Ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!