Evet, seni sevmedim; haklısın.
Çünkü sen zamanını ayırmadın bana,
zamanla aradın beni.
Senin aklına düşmem için gerekli olan tek şey
bana değer vermendi.
Değeri de gerektiğinde verdin.
Ne zaman ilgiye ihtiyacın vardı,
o zaman telefonum çalardı.
Ve ben bunun farkındaydım.
Ve ben gerektiğinde değer verilmeye layık bir insan değildim.
Değerli olmam senin değerinle de alakalı değildi.
Çünkü ben zaten yeterince kendime değer veriyordum.
Aslında, senin sevgine de ihtiyacım yoktu.
Ben kendimi herkesten çok seviyordum.
Ama insan, hani bazen sevilmek ister ya…
Değerli hissedilmek ister ya biri tarafından…
İşte o, sen olmalısın diye düşünüyordum.
Ne yazık ki sen buna gerek bile duymadın.
Beni sevmek,
bana sevmek aklının ucundan bile geçmiyordu.
Ben denince, sadece ihtiyaç halinde kullanabileceğin bir adrestim.
İlgiye ihtiyaç duyduğunda uğradığın bir meskendi bedenim.
Ve ben bunların çok daha öncesinde farkına varmıştım,
ama sana belli etmedim.
Çünkü seni karşılıksız seviyordum.
Ve bazen insan şunu düşünüyor:
“Hak eder miydin karşılıksız sevgimi?”
Çok düşündüm
ve vardığım sonuç şu oldu:
Sen, karşılıksız sevilmeyi bile hak etmiyorsun.
Çünkü çıkarların için yanımda olan birinin
sevgimi hak ettiğini düşünemezdim.
İşte bu yüzden, çok sevsem de seni
bunun adı sende “O beni hiç sevmedi” oldu.
Hiçbir zaman kendine dönüp de
“Ben mi kusurluyum?” diyemedin.
Kusurluydun oysa.
Haksızdın.
Ve beni de, sevgimi de hak etmedin.
Kayıt Tarihi : 5.10.2025 20:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir zamanlar, duygularını içten yaşayan ama hep ikinci planda bırakılan biri vardı. O, sevgisini koşulsuz verdi — karşılık beklemeden. Her arandığında koştu, her susulduğunda sessiz kaldı. Çünkü sevginin fedakârlık olduğuna inanıyordu. Ama zamanla fark etti ki; aranmak, özlenmek ya da sevilmek için değil, gerektiğinde hatırlanmak için var edilmişti o ilişkide. Bir gün aynaya baktı ve şunu düşündü: “Ben zaten değerliydim, sadece yanlış kişiye göstermişim.” O an anladı ki, sevgisini yanlış yere harcamak insanın kendine yaptığı en büyük ihanetti. Ve içten bir kabullenişle, “Evet, seni sevmedim — çünkü sen zamanını bana hiç ayırmadın.” dedi. Artık ne kırgındı, ne öfkeliydi. Sadece farkındaydı. Ve bu farkındalık, en sessiz ama en güçlü intikamdı.
TÜM YORUMLAR (1)