derme çatma bir masalın
ürkek kanatlarından uçuyor kuşlar
siyah beyaz fotoların devrim yarattığı
mevsimleri sırtlayıp geliyor zaman
elinde keskin bir orak
önüne çıkanı keserek biçerek
insan toprak oldukça aciz ve çaresiz
evler ve yollar eskiyen pötikare kumaşlara benzeyen
yüzlerinden yenilenmeye var olmaya amaçları
merak ve istekleri var
aydınlığın ve karanlığın iç içe geçtiği yıllarda puslu yollarda
umutsuzluğun inançsızlığın karamsarlığın
kitabını yazan şeytansa
ivedilikle doğum günü marşını besteliyor
toprağa kül ve duman
savuran yanardağlar öfkesini kusarken hiçliğe
yalnızlık dokunduğu insanları dokunduğu yerleri
ipnotize eden bir kararlılığın sebatini sürdürürken
toprakla örtüyor fanilerin üzerlerini
heyhat! bir nefeslik ömür için
verilen sınavların yükü bu kadar ağırken
insan efsunlayıp yüzünü güneşleyip hâlâ nasıl gülebiliyor
ayın ve yıldızların bakir sevinçleri ölümlü dünya'yı
hâlâ nasıl parlatıyor
Tanrım! varla yok arası bir ömrü
ruhumuza giydirdiysen vardır elbet bir bildiğin
belki de uzun bir yaşamı hak etmeyen insanoğlu
kibrinin kölesi olup açgözlülüğüne ket vuramadıysa
hak ettiğini de yaşasın
velhasıl
sarı yeşil çayırlarda otlanan kuzular kadar
daldan dala yollardan yola savrulan rüzgârlar kadar
kovanda bal yapan arılar koloni kurup
uyum içinde çalışan karıncalar
kadar olamadıysak
yeryüzünde çizgi ötesi karanlığımıza sarılıp iltihaplı
cerahatlı yaralarımızdan akan insanlığımızı
temizleyecek kadar toprak bırakmadıysak
ölmelere öldürmelere doyamadıysak
ey! insan yok ol !
yok ol insan ey !
hak ettiğin gibi öl !
.......
1603202518:36
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 27.3.2025 18:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!