Yangınlar oldu,
Depremler,
Savaşlar...
Aniden öldü sevdiklerimiz,
El sallayamadık dostlarımız,
şimdi yattığım şu ranzadan
zulamda saklayamadığım
hayallerime bakıyorum,
hepsi lal.
korkmak,
kutsal bir yalnızlığım var
gelinciğin hüznünde
istanbul'un ruhunda saklıdır
gümüş renkli ölü bakışları
özleyiştir sanki bir kemanın telinde
Sus!
İçimdeki kıpırtıya şamar vurma
Yıkılıyor yer,gök
Akıyor gönlümün suları.
Daha dün ne genç
(Kimyasal silah kullanılan Halepçe'de ölenler anısına)
Bulutlaşır düşünceler
Bilir misin
Bulutlaşır,katranlaşır
Papatyanın yapraklarındayım
Sarı, turuncu, mavi
Türküsünü söyler dilim
İpek yolunda
Umut gibi
Bir korku kondu yüreğime
Ürkekti,titrekti.
Serçeler gibi
Hüzünlerini bıraktı,
Günahlarını döktü.
Döktü yangınlarını, uçtu gitti;
Munzur eteğinde tebdili Yeşilyazı
Hozat'ta kana battı ak katanam
Moldan Yaylası ölü dağı.
Gayrı alnımıza sürüldü kan
Ve Kalan
Ve Yeşilyazı
Ne senden seda var
Ne benden name
Gittin gideli.
Dinamit fişeğiydi
Kalbimdeki yerin.
Ey kendimi gözlerinden alamadığım çılgın nar ağacı
Söyle bana, neden bir yanardağ gibi coşarsın
Aşkı yürek böylesine patlamışken ve yaşarken
Söyle bana, nedir saçlarında eserken çektiğim acı?
Severken insan benim gibi sevmeli derim
Bir adım daha yaklaştım...
Selam şiirleriniz kadar kalbinizinde temiz olduğunu biliyorum başarılarınızın devamını dilerimSAYGILAR
Merhaba bu denli şiiri ancak sizin gibi yüreği ve kalbi temiz biri yaza bilir yüreğinize ve kaleminize sağlık SAYGILAR