sana dair değil bu, ama seninle başladı bir bakışın ucuna takılan belirsiz bir sıcaklık.
aşk denmez belki buna, çünkü yanmadım, ama yandım demeye de pek yakındı ellerim.
birlikte yürürken susmaların ritmiyle tanıdım seni, söz değil, sessizlikti bizi anlatan.
Bir sessizlik düştü odamın köşesine, Senin yokluğun gibi, hafif ama yerinden kalkmaz. Pencerede bir gölge oyalandı, Sen sandım, kalbim uyanmak istedi.
Zaman geçiyor, duvarda saat değil, Anılar tik tak ediyor içimde. Bir fotoğrafın kenarı eskimiş, Gülüşün hâlâ yepyeni duruyor üzerinde.
Kaldırım taşları gibi dizildi duygular, Bazılarına bastım, bazılarına kıyamadım. Gözüm değdi eski bir mektuba, Harfin eğikliği kadar içim sarsıldı.
baktın öylece, bir şey söylemeden ama her şeyi anlatarak.
ben de sustum, çünkü bazen kelimeler yalnızca engel olur kalpten kalbe giden yola.
adın yoktu o anda, ama varlığın vardı kendi ismini yazan bir duygunun içinde.
bir saat sesi değil bu-anıların yankısı gibi her tik takta biraz daha silinen bir yüz, ve yeniden doğan bir umut.
zaman dediğin, elinden kayarken değil, avucunda duran anlarda anlaşılır: bir bakışın, bir sessizliğin, bir "keşke"nin içinde.
geçmiş, tozlu bir albüm değil artık her hatırladığımda daha da netleşen bir ben oluyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!