İçinden atamadığın hangi aşkın kabuğuydum.
ben sevdikçe,
sen kanaması olan bir yara oluyordun..
dağlarımın bütün nergislerini
sığdırmak isterdim saçlarına,
ama bak yine bir yaz dayanmış ömrüme.
Dokunduğum güller hazana döküldü
Yine Eylül,
Ve ben kaldırımlarda sararan yaprak gibi
ya çok yanlış zamanda karşılaştık
ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık
biz neydik bilmiyorum.
sevgili desem değil
aşık desem değil
bildiğin rastlantıydık işte.
Gitmek istiyordu kadın,
çaresizdi erkek.
Herrşey bir kibrit çöpünün alevinde gizliydi oysa
Ateşi sönmüş bir aşkın külleri esiyordu ....
bizim sevmeye engel,etnik acılarımız vardı.
çünkü ben,
alevi olamayacak kadar,sünni
türk olamayacak kadar,kürttüm
düşerken gözlerinin uçurumundan bir sevgilinin....
İçimde bir yağmur
Sonbahardan çalınmış.
Birkaç Eylül birde sen
Senelerin ardından.
İzmir’de bir şarkı
Nihavende gömülmüş.
Sana geldim.
Ayaklarına kapanmaya geldim.
Af dilemeye geldim.
Affa layık olmasam da.
Sevgili.
En sevgili.
gidiyorsun ya
her harfine ülkeler beğendiğim yüzünü gözlerimden sökerken,
diğer bütün suretleri lanetleyerek git.......
Sonbahar dayandı dallarıma.
Bir yağmur yağsa
Siler mi eylül hüznünü.
Islak sokaklar mevsimi geldi huzur gözlüm yürüyorum hızlı adımlarla
Koşuyorum yalnızlığıma.
İçimde bir yağmur
Sonbahardan çalınmış.
Birkaç Eylül birde sen
Senelerin ardından.
İzmir’de bir şarkı
Nihavende gömülmüş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!