Her aşkın seslendiği yere gitmek
Her kapıyı çalmak isminin yankılandığı
Sokaklarda o parça parça hayatını solurken
İstanbul' un olmak, sevgimi sana sunmak
O çok sevdiğin şarkıyı sana söylerken
Tutkunun ateşiyle yaktığın sevgilin olmak
Gidiyorum solgun ve yapayalnız
Sobaya iki üç kömür daha at
Kor olsun alevi yüreğim gibi arsız
Güneş bile yavaş yavaş doğuyor bu ayrılık bir inat.
Umudumu hayatın çarkına bıraktım
Neyin bedelini öder insan
Belki acım durulur da
şarkı mırıldanır üşümüş dudaklarım
Görmeliydim çiçekteki güzelliği
Hissetmeliydim belki kokusunu teninin,
Susarsam evren susar
Ümitlerimi deryanın köpüklü sularına bıraktım
Dalgalandıkça deniz savrulur giderler
Bir martı iner soğuk sulara
Konar sanarım sanki kalbime
Bir gemi kalkışıyla o da kalkar gider yüreğimden
Haykıracak ne var uçsuz bucaksız hayata dair
Bu şarkı dilimden sana armağan
Kalemler hep sevgine dökülüyor
Konusu belli olan aşkımızın
İlk mısraları süslediğini bilir misin?
Benden kopup giderken hazan vakti
Bu sabah ölüyorum kimse tutmasın beni
Vefasız sevgilim sen de tutma beni
Tabibe gerek kalmadı gelmesin
Yumup gözümü kalbimden yakalarlar beni.
Ölümün soğukluğu aşkın sıcaklığı
Gittiğin zamanın izahını anlatmak
Acıların hislerini yaşarcasına
Kalbimin her kırılışını ses kaydına çekmek
Hatıra olan şarkıları dinlerken uyuşmak, kendinden geçmek.
Güzel olan herşeyin zevkini almak
Aşk acısını erken tattım
Nerede o sözler tatlım tatlım
Sensiz geçen ilk gecenin soğuğunda ağladım
Aşk acısını erken tattım.
Anlamadan bekle yolumu geleceğim dedin
Kullandım bitti sevgimi
Artık ot gibiyim
Uçarı sevgili dağıt saçlarını
ve vur gönlüne huzurun matemini
kahretsin mumları da erittik bu gece
Paranoya yaşamlarda,dağınık hayatlarda
Ey Koca Reis! ! !
Gittin mi öksüz bırakıp bizi
Ulaştın mı sonsuzluğun sahibine
Çok isterdin oysa ulaşmayı O' na
Şimdi biz de sana ulaşmak istiyoruz
Üşüdün mü reis
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!