Yokluğun içimde suskun bir volkan misali,
Ölümlü bedenim parçalansada hungarca,
Yaşıyorum işte, bunun adı yaşamaksa,
Kaçak ve huzursuz uzaklarda,
Ardımda beddualar yumağı,
İçimde kızıl ölüm çiçekleri açmakta,
Sıkıldım,boynuma dolanan hayat ilmeğinden,
Yalnızlık girdabı,yokluğun içinde acıtıyor canımı,
Susacağım,konuşmayacağım birdaha,susacağım...
Bıktım,bıktım usandım riyadan,yalandan,
Ama gel görki,ben hiç usanmadım kandırılmaktan....
İnsan bu yalın temiz,
Tertemiz gelen dünyaya,
Kötülük olmaz içinde,
Zaman kirletmeden ruhunu,
Bedeni kirlenmez insanın,
Ve zaman içinde bir piyon olmadan,
Birzaman gelir susarsın,
Sözcükler manasını yitirir,
Umudun varken anlaşılmaktan yana,
Nede çok konuşurdun halbuki,
Şimdi susma zamanı,
Yeşile sardım güneşi,
Aldım elime fırçamı
Yeşile boyadım gökyüzünü,
Gök kuşağı dediler,
Yedi renk dediler,
Anlamadım!
Yabancıyım şimdi,kendi yurdumda,
Mutluluklar,sevinçler,gülmeler,yalan burada,
Tek bir gerçek ölüm yakınımda,
Yabancıyım şimdi kendi yurdumda,
Koştum,peşisıra saf ve temiz duygularla,
Sormak lazım,
Nasılsın? diye,
Cevap belli!
İyiyim işte...
İyimidir gerçekten?
Öğrenmek istermiydik?
Kafam bi dünya,
Dört duvar arasında karmaşa,
Ne çok ses var oralarda!
Söylenenler anlamsız,
Kim,kime ne diyor? belli değil,
Ruhum kulağıma fısıldıyor...
Zorlama beni!
Ne kendimi bilirim,
Ne bildiğimi bilirim,
Kanamasın isterdim yaran,
Açık kalsın bırak şimdi,
Aksın melanet irinin,
Ölmeden anlaşılmazmış,
Aynen, gidilmeyen yolun bilinmemesi gibi,
Muallakta kalır sözleri,
Yazıya dökmüyor ise sözleri,
Anlaşılmakmı istersin dilinden,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!