Ne bayram ne yar
Bırakın uyuyayım
Benim uykum var
Ateşböceği
Özlüyor seni şimdi
Yaz geceleri
Soruyor bülbül
Öyle güzel açar mı
Sevilmese gül
Gün gitti ama
Ressamı kıskandıran
Renkler orada
(Şiir Ülkesi 27, Ekim 2004)
Cavidan TümerkanKayıt Tarihi : 14.5.2015 17:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

beğeni ile okudum
Berna, altıda kalkıyor.
Saatim, altı on beşte çalıyor
Kolumu uzatıp, susturuyorum.
Kızım onu, on buçuğa kuruyor.
‘Çıt’ çıkmıyor.
Yalnız, bir ışık geliyor, mutfaktan
Berna kahvaltı ediyor.
Belki bazen istemsiz bir tıkırtı…
Gözlerim, beynim, benliğim uyuyor…
Kapılar, açılıp açılıp, kilitleniyor…
Asansör sesi, biiiiir! ..
Asansör sesi, ikiiiiii! ..
Zil sesi…
Demek ki problem yok
Uykuya devam! ..
Arada sırada
Duvardaki saati
Tek gözle izliyorum…
Dokuz…
On…
On buçuk…
Saat çalıyor! ..
“Belya! .. Begüm! ..”
“Tamam anneeee! ..”
Bir gürültü, patırtı! ..
“Defterim! ..”
“Kitabım! ..”
“Kalemim! ..”
“Çantayı al! ”
“Servis! ..”
“Koş! ..”
Kapılar açık kalıyor.
Saat on bir.
Asansör sesi, biiiiir! ..
Asansör sesi, ikiiiiii! ..
“DRANNNK! ..”
Dış kapı ile rüzgâr arasındaki kavganın
Son sözcüğü! ..
Beyaz anahtarla
İşi tatlıya bağlıyorum.
Oda kapısını, rüzgârın elinden kurtarıp
Siyah anahtarla, garantiye alıyorum.
Sonra
Sessizlik, yalnızlık…
Servis şoförü, kornaya basıyor.
Demek gittiler.
Perdeler, ışığı bırakmayın!
Şimdi, herkes kapıların dışında
Benden başka…
Uykuya randevu veriyorum.
Gizlice giriyorum
Yatağım sıcak…
Uykunun ayak seslerini bile duymuyorum.
‘Çıt’ yok.
Rüzgârda bile…
Rüyalarımda bile…
Sessiz filmler gibi seyrediyorum.
Hem uyuyorum
Hem uyuduğumu hissediyorum.
Uyku içime siniyor
Uykuyu yaşıyorum.
Ben
Yatağın derinliklerinde
Yitirip benliğimi
Kayboluyorum.
Zaman zaman
Rüyalarda buluyorum, kendimi
Kendime söz geçiremiyorum.
Bu ben, başka ben…
Ben, beni bulduğumda
Saat ikiye geliyor.
Haberler geçmiş
NTV’den veya CNN’den
Haber özetleri alıyorum.
Önce görüntüsüz…
Çünkü gözlerim yanıyor! ..
Yavaş yavaş aralayıp, gözlerimi
Kirpiklerimin arasından izliyorum.
Beynim, hâlâ gidip geliyor
İçim bayılıyor! ..
Belki bir film
Belki bir tartışma programı…
Dizilerden hiç hoşlanmıyorum.
Arka arkaya bir şeyler içiyorum.
Canım sıkılıyor
Dışarı fırlıyorum! ..
Dışarı dediğim
Yüz metrekare teras…
Etrafı çiçekli
Çiçekten öte kumsal, orman, deniz…
Alabildiğine…
Sağda solda dağlar, başları karlı…
Bulutlarla güneş oyun oynuyor.
Gizli bir ressam boyuyor, onları.
Belki bir çocuk oyun bozuyor
Sağa sola kaçışıyorlar! ..
Güneş, bir yerlerden bakakalıyor! ..
Onlar, benim canlarım!
Arkadaşlarım! ..
Aralarındayım…
Gülümsüyorum
İçim sevinç doluyor.
Yalnız, rüzgâr var ki
Geçimsiz, şu günlerde.
Giysilerimi geçip
Önce üşütüyor
Sonra içime işliyor, yavaş yavaş
Kemiklerimi dondurup
İliklerimi titretiyor! ..
İçeri kaçıyorum.
Olmaz olsun, böylesi! ..
Arkadaş değil! ..
Baş düşmanım kesiliyor! ..
Gelme! ..
İçeri gelme! ..
Orda kal! ..
Kumsal, orman, yol, deniz… hoşça kal! ..
Dağ, kar, mavi, beyaz… hoşça kal! ..
Yeşil, gri, sarı, lâcivert… hoşça kal! ..
Hoşça kal, güneş, gökyüzü! ..
Salıncak…
Hoşça kal! ..
Onur BİLGE
TÜM YORUMLAR (4)