Hafize Kılıç 2 Şiirleri - Şair Hafize Kı ...

Hafize Kılıç 2

Zoraki gitmiştim sensiz sessiz
Gözlerimi asmıştım zeytin dalına
Sabahtı, güneş bile ortalıkta yoktu
Üşüyordum gözlerim nemli bakıyordu
Uyanmamıştın gidişime.
Vapur düdüğünü çalıyordu

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Düşlerimin arasına şiir düşmüş,
Yazıp okuyasım geldi düşümde hece hece,
Seni yazmak geldi içimden,
İsmini yazıp, düşlerime emanet ettim dün gece.
Gördüğüm düşü hayra yorsam mı,
Düşlerimin arasında şiirimsin sen,

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Bir hıçkırık duyup irkildim birden.
Manasız gözlerle etrafa baktım.
Anlam veremedim gelen seslere.
Rüya gördüm sandım sonra anladım.

Nereden geldiği belli olmayan.

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Dün gece rüyalarım hüzünlü idi
Ağlıyordum karşımda sen vardın
Ne de çaresiz bakışın vardı
Bulutlu sabaha uyanmak çok zor
İstemesem de uyandım işte
günaydın nasılsın demiştim

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

İşte bayram geldi sen yoksun
Dün konuştuk gözlerim nemli
İçim buruk bir yanım sancıda yoksun
Uzaklardan bakan sen gözlerin ta içimde
Sanki kalbimi delerek gitmiştin
Dur gitme dur diyesim geldi ama

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Mavi önlük tarihe karışıyor
Mavi önlük tarih oldu diyor sayın bakanım ne güzel diyor
Yeni kıyafetler elbette bütün TÜRK çocuklarına çok yakışacaktır çağdaş modern bir Türkiye için şart
Şimdi daha siyah önlüğü tanımayan ve maviyi de henüz giyme şansı olmamış çocuklar kimin hangi vatanın evlatları sizce sadece sekiz yaşında ki Zeynep bir mavi önlük giymiş ve de diğer çocuklar gayet çağdaş bir şekilde giyinmişler renge renk ve yalın ayak kiminde üst yok kiminde alt yok işte çağdaş bir ülke burası Türkiye değimli açık havada topladığı örencilere harfleri tanıtıp okuma yazma öretiyor ve göz yaşına boğularak öğretmenimiz yok okulumuz yok diyor…
Sayın başbakanım bu kervan yürüyecek diyor günlerdir medya patronuyla girdiği tartışmada
Şimdi sormak istiyorum sayın baş bakanım bu kervan aydın doğanın rezistansına kadar mi yürüyecek yoksa oradan geçipde sekiz yaşındaki bu minik öretmenin köyüne doğru bir kara tiren yolluyacakmısınız içinde olmak isterdim

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Uyku tutmamış seni biliyorum
Bense düşünüyordum şafak vakti
Sokak lambasına gölgen düşmüştü
Ağlıyordun gözlerin nemli bakışın buruk
Kaldırım taşlarında ayak izlerin kalmıştı
Kokun sinmiş havaya sen yoktun

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Şehit babalarının babalar günü

İçimi terk etti bir şeyler
Babalar günün kutlu olsun
İçimi terk etti bugün sensiz sevgilerin
Babacığım...

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

Bu sabah gitmeyi aklına koymuştun eminim
O halde neden geldin yüreğime bir çivi sapladın
Acıdığını gördüğün halde umursamadan gittin
Belki sen hiç gelmemiştin ben öyle sanmışım.

Ne yazık ki kader gülmeyi çok gördü bana

Devamını Oku
Hafize Kılıç 2

En zor gecelerden bir geceydi, uyumak istedim erken sabah olsun diye. Durmadan yüzün gözümün önünden geçiyordu, oysa ben bu filme bilet almamıştım. Gitmek bile aklıma gelmemişti, yıllar oldu görmeyeli. Hoş, şimdi de göreceğimi sandığımdan değil de, biriken yılları bir geceye sığdırdım sabah oldu. Gün ışıyordu, şu dağların ardından tez gel, gel diye güneşe el ediyordum, dil döküyordum. O da her zamankinden nazlı bir edayla,
geliyordu sanki. Yoksa bana mıydı ki nazı, sonuçta gelmelisin. Hızlan, işte yüreğim nasılda çarpıyor, duymuyor musun? Ya saatlere ne demeli, sanki yılda bir kere yelkovan ve akrep yer değiştiriyor gibiydi. Parmağımla ittirdim, koşun demek geldi içimden. Yüreğim söz dinlese bunlar olmayacak, tabi ki benden ayrı gezen bir yürek var burada. Özlemleri frenlemiyor, göz yaşlarım. Resmini koymuş, resmin göz yaşlarımda kulaç atıyor yanında, sanki yarışmaya çıkmış gibi yıllarım baştan sona, arena da yarışırcasına. Bu geceye konuktu herkes, durmadan sahne değişti durdu. Yoruldum, çok yorgunum bu gün. Neredeyse up uzun uzanıp, üzerimden silindir geçmiş gibi. Ne zor bir bilsen, bilebilsen…
Anlayamazsın sen çünkü bekleyen benim, sen değil. Belki bu saatlerde sende uykusuz ve düşüncedesin, lakin farklı düşlerdeyiz sanırım. Senin zevklerin başka, seyrettiğin filimler başka, hayata dair yolların çakıl taşlarını ayıklıyorsun. Ya ben, ayıklanacak bir şeyleri geride bıraktığım yıllarımı sıraya dizdim, sorguluyorum. Sabahın nazlı güneşi düşmüştü balkonumun kenarına, sanki bir haber getirecekmiş gibi. Koştum, ellerimi uzattım 'söyle dedim, söyle haberi getirdin mi? ' suskun, nazlı bakışı. Sessizliğimi boğazıma düğümledi, ağlamaya bıraktı, yoktu bir haberi. Belli daha biraz vakit vardı sanırım, güne tam uyanmalıydı yaşam. Bir kaç saati yok edesim geliyor, ilerlemiyor, oyuyor yüreğimi. Kanamış gözlerimden süzülüyor sessizce, tane tane göz yaşlarım. Görmediğin, hissetmediğin göz yaşlarım, ele almış yüreğim sözünde durmuyor, yapmayacağım demişti oysa aylar önce, beni kandırdı yine. Dilerim bu günü erken bitiririm, ömrümün en uzun gecesi ve günüydü, inanın öyleydi. Henüz haber yok tabi ki …

Gurbet Meleği

Devamını Oku