Geldi bu dünyaya putları yıktı
İki cihan mürebbisi efendim
Allah’ım emretti miraca çıktı
İki cihan mürebbisi efendim
Cahiliye devri büyük zilletti
Hesabı sorulmaz yenen haltında
Servetine servet katan katana
Görün neyimiz var yastık altında
Ne hikmetse göze batan batana
Yaren tırpan gibi biçti neşemi
Vaylar dert yükledi sevda gönlüme
Hasret eden günler içti neşemi
Aylar dert yükledi sevda gönlüme
Beynimi büyüsüz yazılar sardı
Ankara’ya güzel proje saldı
Sorgun’un onuru Ahmet reisim
Başbakanımızdan ödülü aldı
Sorgun’un onuru Ahmet reisim
Jeotermal tesis hayaldi evvel
Aşıkların dergahından kovarak
Başın boş bırakıp kıra sürerim
Zaten söktün örkü görünce kavak
Kemirmeye vura vura sürerim
Uzatırken sana güzel bir lale
Yetişkinliğe erince yaşı
Teveccühümle yaptı telaşı
Tamamen sardı çoru içimi
Başladı onla tasa savaşı
Kerem eyledi tatlı bakışı
Aşkı aşılanır bize doğuştan
Vatan bayrak aşkı özden silinmez
Aşınayız böyle gize doğuştan
Vatan bayrak aşkı özden silinmez
Soysuzların yandaşından infakı
Suda avlamaya bir balık gibi
Oltalı iğneye takarım seni
Dolaşık saçını açmıyor tarak
Çakmağı çakar da yakarım seni
Gök gürültüsüyle yağmur coşarım
—Şehit Hüseyin Öcal İçin
Ölümlü mermiler geçti başımdan
Yara aldım omuzumdan, kaşımdan
Tanıyan yarenler tutsun naşımdan
Geçmiş yıllarımdan otuz beş sene
Köyümden aldı da beni götürdü
Toprak çorak, kıraç vermiyor dene
Boyumdan aldı da beni götürdü
Şehir özentisi bizde çok gibi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!