Ne sırça köşk,
Ne yakut saray.
Ne sağ elimde güneş,
Ne sol elimde ay.
Ne bir elim yağda,
Ne bir elim balda.
Bu gün de bitti,
dün olduğu gibi,
yarın olacağı gibi.
Günden kalan içten bir gülücük,
belki az belki küçücük.
Lakin,
Çatlak, boyasız, köhne, çarpık mı çarpık duvar,
Kapıları gıcırdar, tavanı surat asar,
Duvarındaki takvim, geçen günleri sayar,
Bu virane odada her şey birbirine ayar
Eğri büğrü oyulmuş iki gözlü pencere,
Seyrederken eşsiz İstanbulu ve boğazı,
Nasıl sileyim hatıramdan o güzel yazı?
Yatlar ve sandallar selamlıyorken denizi,
Beni hicrana boğar bu ayrılık krizi.
Zır, zır, zııır,
Sabah mı oldu ne?
Aman Tanrım zaman durmuş, saat çalışmıyor.
Her yanım simsiyah, her yan karanlık.
Yoktur dört köşede bir ışık, bir aydınlık.
Herhalde ölmüşüm.
Tiktak zamanın sesi,
Birinin ciyakları, birinin son nefesi.
Tiktak zamanın sesi,
Birinin açlığıdır, birinin dolan kefesi.
Tiktak zamanın sesi,
Birinin özgürlüğüdür, birininse kafesi.
Vursalar;
prangalar üstüne pranga,
kelepçeye kelepçe.
dövseler, sövseler, dağlasalar
her yanım.
yine bitmez sevgim, yine sen can’ım.
Sevdanın doğduğu yer bilmem ki hiç bilinmez,
Kalbe bir aşk girdimi ömür boyu silinmez.
Ey şirin, sevimli kuşlar, götürün beni yare,
Aklım fikrim hep onda, yüreğim pare pare.
Sevdalı bir an,
bir ömre değer.
Sevdasız bin asır verseler,
gel de yaşa deseler.
Yaşamam,
yaşamakta istemem.
Sevda başkaymış meğer,
Gül olur dağı, taşı
Beni seversen eğer,
Bana ol can yoldaşı.
Kin, nefret hiç olmasa,



-
Hacı Mehmet Erol
Tüm YorumlarAntoloji yetkilileri bu site güzel bir çalışma olmuş. Burada yer alan şiirlerden derleyeceğiniz bir kitap harika olur...