Ölüyorum…
Sessiz bir taş gibi çöküyor içime gece.
Yıldızların bile yüzü dönük,
Ay, sanki beni görmemek için bulutlara saklanıyor.
Bir çocukluk türküsü gelir kulağıma,
Anamın tandır başındaki nefesi…
Sıcak ekmek kokusuna karışan merhameti…
Bir avuç duaydı o;
Ben büyüdükçe elimden kayıp gitti.
Ölüyorum…
Haber verin anama.
Söyleyin;
Biraz erken yoruldu bu yürek,
Dünyaya ağır geldi yükleri.
Söyleyin;
Gözlerimin son gördüğü şey,
Bir mavilik arayan karanlıktı.
Kimsesizliğin sesini duydum,
İnsan kalabalığında kayboldum.
Bugün rüzgâr bile beni üşütmüyor artık,
Sanki bedenimden çoktan çekilmiş üşümek.
Bir kuş kondu pencereme sabah,
Gagasında sanki bir haber taşıyordu:
"Yol uzun, dönüş yok, yüreğini hazırla."
Ölüyorum…
Haber verin anama.
Ellerine söyleyin saklasın beni,
Yeniden doğar gibi koynunda uyutacaksa…
Yıllardır içimde sakladığım yara kabuk bağlamadı,
Belki anam görünce kapanır,
Belki bir dua olur üstüme.
Hayat, eğri büğrü bir yazı gibi
Hiç sormadan düştü önüme.
Ben de hiç sormadan okudum…
Her cümlesinde bir yalnızlık vardı,
Her noktasında bir iç çekiş.
Şimdi bu son satırları
Göğsümde yanık bir ağıt gibi taşıyorum.
Kim duyar bilmem, kim okur bilmem,
Ama rüzgâr anlar beni,
Toprak anlar,
Bir de anam…
Ve bilin ki;
Bu son nefesimin üstünde
Bir adın izi var:
— Kul Ortak
Bu yangının en karanlık yerinde
Sessiz bir mühür gibi durur…
KUL ORTAK
Baki OrtakKayıt Tarihi : 22.11.2025 23:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!