Kara bir zemherinin zehrolan havasında
Saatlerdir kan kokan güllerin arasında
Bunca yıldır yüreğimdeki her yıldırımda
Seni aradım buldum tam on yedi yaşımda
Ve bir gün yüreğin adımı anmaz olursa
Ve başkasıyla gidersen başka diyarlara
Sana olan aşkım sakın ona anlatma!
Ve sakın arkamdan kanlı yaşla ağlama
Göz yaşların zehirdir bana, kara toprakta
Aşkın içimde nasıl büyüdü biliyor musun?
Biraz kıskançlık birazda gül koydum
Dua ile ıslatıp aşk ile yoğurdum
Ve finalimde koca bir aşk eteği yaptım
Ben çalışkan bal arısı sen en nadide papatyam
En güzel sümbülüm hiç doyamadığım gülümsün
Aşkın da içimde bir çığ gibi büyüdü
Şimdi bataklık ta ki insan gibi
Çırpındıkça batıyorum
Beni buradan bir tek kişi çıkara bilir
Oda sensin çiğ tanem
Ne olur bırakma ellerimi
Unutma ki arılar bir kovan bulamazsa
bahar bitiminde
soğuktan, rüzgardan, güneşten ölürlermiş
beni kış ortasında
kovansız bırakma
zaten şuanda beni ısıtan senin sevdan değil mi?
Ben sisli havayı sevmem
Güneş ya parlamalı yada fırtınalar kopmalı,
Kurşun ya hiç girmemeli namluya
Yada yüreklere saplanmalı
İnsan ya sevdiğini haykırmalı,
Yada ölümüne susmalıdır …
İşte bende sana bu mısralardan HAYKIRIYORUM!
Güneşte ateş bitse ay parlamasa
Yer yarılsa içine düşsem çıksa bu canım
Karanlıklar çökse bu sarhoş yitik şehrin üzerine
Yine senden vazgeçmem
Çünkü ben seni sevdim seviyorum seveceğim…
Ben gülü dikeniyle
Güzeli nazıyla
Aşığı sazıyla
Seni aşkınla sevdim
Gül kokar dikenleri batar
ben senin olan dikenleri istiyorum
sadece senin olanları …
Ben düşerken uçurumlardan karanlıklara
Aşk ile savda ile parlayan gözlerin
Yakaladı, sardı yaralarımı
Henüz uçurumdan çıkamadı
ne olur bırakma ellerimi! …
Kayıt Tarihi : 20.8.2003 13:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!