ayrık tarlayı kaplardı,
takma sabanı zorlardı
kazma balyoz-küssük elde,
eller nasırlı
nasırlı eller; taş çıkarır
mera açar, çarşak yığardı
yel kovardı, yelkovanı
yel kovardı, yelkovanı
babam, altı deri kaplı kalburla
tohum şaçardı
üç evlek tohumlanırdı günaşırı
sürüp gitmeye ne kaldı
yarına sıra bir başka tarlanındı
kışın gelmesi yakındı
yel kovardı, yelkovanı
saban boyunduruk eşeğe
en üste de heybe;
mataralı, azıklı,
semerin arka kaşında
öküzlerin saman torbası
opsalı öğendire,
bir de saban çalısı
yel kovardı, yelkovanı
tunuk renkli bir manzara,
yağmur öncesi
susar; kaval, çan-gıldırka,
ve çoban köpekleri
kuşlar en yakın kuytuya sığınır
yuvalarını unuturlardı
kuşların,
cırcır böceğinin
sesi duyulmazdı.
dipnot
ayrık: her böğumundan kök salabilen, oldukça arsız olup kısa zamanda tarlayı kaplayabilen, dolayısıyla çift sürmeyi engelleyen yabani ot,
küssük: küskü
yel: rüzgar
yelkovan: kurusu rüzgarda savrulan dikenli otlar
opsa: övendirenin ucunda, pulluğun çamurunu sıyırmaya yarayan spatüle
tunuk: yağmur öncesi sıkıntılı hava
Kayıt Tarihi : 23.11.2007 18:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gül ki.
Ve şehrimde yeni bahçe,
TÜM YORUMLAR (3)