Gün batıyor yeşil perim
ellerimi tut
Seyredelim gurûbu varlığı unut
Batan günün kızıl ışıkları
yosunla örülü yıkık duvarlarda
gittikçe koyulaşmakta
akşam gölgeleri ve sükût
Batan güneşin gölgeleriyle dolu patika
O esrar-ı kadim yolcuyu beklerim
her saat ve her dakika
Sönen günün son ışıkları kâğıda vuruyor
Bu sessiz sayfalardan yükseliyor bir bârika
Hayatımın dar ufukları içinde
dizi dizi olaylar
Günün son ışıklarında
uykuya dalan ağaçlar
Akşamın sisini giyinen kırlar
Çayırlardan gizler yükseliyor,
nehrin üstü buğulanıyor
Güneş buharlarla sevişiyor ve sönüyor
Mecalsiz akşam ışığının
solgun büyüsü yayılıyor
Ağaçlarda kızıltılı altın ışıklar titreşiyor
Filippo Lippi’nin Madonna’larındaki
o çocuksu ve kırılgan ciddiyet
bir zamanlar dokunmuş bir tebessüm ve haysiyet
Ve kırgın hatıralar suskun ruhumu izliyor
Doğum ve ölüm yalnız bir gün
Gün batımında gün veda eder varlığa
Gece ise canını verir nihayet şafağa
Gün batıyor beyaz kuğum,
bırakma beni alacakaranlığa
Nehrin can sıkıntılı gözlerinde günün son pırıltısı
Batan günün akisleriyle son bir hayat ışıltısı
Rindâne bir Şevki Bey şarkısıdır bu
Bir Albinoni ve Adagio yankısı
Batan bir günün,
gurûbun hazin vedası
Artık biz de gidelim zümrüt kuğum,
gidelim uzaklara
hazin gurûb ve coşkun tulûlara
gidelim sırgölge ufuklara,
ve henüz doğmamış, resmedilmemiş diyarlara
Gidelim, çünkü vakit bir gül gibi solmakta
ve zaman, ebediyete bir nehir gibi akmakta
gidelim ruhumuzun çatlaktan sızan âhı gibi
bir yıldız gibi düşelim,
âsumanın ötesindeki sabahlara
Kayıt Tarihi : 10.6.2025 13:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!