Ayağı yerden kesilmiş pehlivan gibi
Kavgayı kaybetmiş bir yiğidin ifadesini gördüm
Sizi gördüğümde içindeki şair uyandı
Bakmayın yuzeydeki kabalığıma
Sizi gördüğümde içim yandı
Havasıyla suyuyla yoğrulduğunuz vatan uzakta
Bilirimki siz burada olsanızda hayelleriniz hep aynı safta.
Kâh çamlarda kâh bayırın yamaçta
Kâh rüzgarın salladığı çam ağaçlarıyla
Arkanızda bıraktığınız vatanın silüetleriyle
Tutunmak için güç alırsınız
Ve hepimiz bilirizki bu hafta
Hayatta var oldukça kalırsınız
Anlatırsınız kendi kendinize inişleri yokuşları
Özlersiniz derenin buzlu çayïnı
Çocukluğunuz gibi cocukluğunuz kadar kışları
Bir yığından çaldığınız buğday başaklarını
Kara harmanı düşünür sonra konusunu duyarsınız
Daha iyi bir hayat için düştüğünüz yollarda
Size pusu kuran gurbete bir yorgan gibi
Sarıldığınïzı gördüm
Sizin onu sevdiğiniz kadar sizi sevmediğini
düşündüğünüz memlekete darıldığınïzı gördüm
Aşık olan siz naz eden Vatanmış gibi
Ama siz insandan çok yurdu özlersiniz
Yurdun Tanrı gibi tek olduğunu en iyi siz bilirsiniz.
Ne sesinize ses veren dere sizi unutur
Ne atınızı koşturdüğunuz mera sizi unutur
Ne başınız eğilsin öne ne boyun bükün
Memleket sizin siz memleketin
Kıvrılıp giden furgun yollarıyla
Çağlayıp akan durgun sularıyla
Çifti çubuğu tarlası tapanıyla
Hayellerinize sınır koymayın
Öyle durup yüreğimi burkmayın
İşte yurdunuz orada toprağınïz olmasada
Hakkinız saklıdır merada...
Kayıt Tarihi : 14.3.2023 22:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikâyesi vardır

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!