Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
On beş Eylül Çarşamba, hayrına yor yine.*
Belli başa taş düşmüş, yanıktır çok siyne,*
Öfke baldan tatlı ya, pek işliyor çene.*
**
Kuyruğuna bastık ya, viyaklıyor haspa,*
Gül Nebi ağlar idi, Mahzun peygamber O',*
Ümmmeti evlat gibi, şevkatli Rehber O'.*
**
Ağlayacak biri sen, kurda tapınan keş,*
Irki üstünlük küfür, münkire olur eş,*
**
Kim yoklar şu kapımı, sert rüzgârdan gayrı? *
Kim yüzüme güler can, şems-i nârdan ayrı? *
**
Yalnızım Hak yolda tek, sesim ki pek cılız,*
Yâr ve yâran sırt dönmüş, şer ateşi yalız.*
**
Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
Yirmi beş Ekim zâri, Pazartesi yine.*
**
Gah ekşi gah yüz güler, güz mevsimi gülüm,*
Bugün gün güneşlik ya, naz kesimi gülüm,*
**
**
Onüç mayıs Perşembe, iki bin on sene,*
Selamünaleyküm dost, bir can şehit yine.*
**
Bir şehid haberi var, çok uzak diyardan,*
Şehid bize çok yakın, çok yakındı yârdan.*
Heyhat ne yerim, gülce yâr kaldı,*
Gönlümüz inler, ah-ı zâr saldı.*
**
Ömrün bitiyor, son demidir bu,*
Göz yaşı dinmez, son nemidir bu.*
**
Gökten her ne yağar can, yer kabul eylermiş,*
Rahmettir her ne gelse, yer çoğul eylermiş.*
**
Şaire ilham gelir, bazı gün sel olur,*
Yer altı suyu coşar, gür pınar del olur.*
**
Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
Onbir eylül Bayram üç, Cumartesi yine.*
**
“Evet”, tez geçti Nur ay, bayramın son günü,*
“Evet”, kâr pek ziyade, esefle an dünü.*
**
Selamünaleyküm dost, yıl iki bin on bir,
Yedi Haziran Salı, “Evet” sözü kebir.
**
Evet, hayra koş dedik, “Evet destanı” bu,
Evet, gayrı hoş geldik, gülün fistanı bu.
**
Selamünaleyküm dost, yıl iki bin on bir,
Yedi Haziran Salı, “Evet” sözü kebir.
Evet, hayra koş dedik, “Evet destanı” bu,
Evet, gayrı hoş geldik, gülün fistanı bu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!