Hey munzur! 
	Daha sabahın olmadı mı? 
	Şafak sökmeyecek mi yamaçlarına 
	Vuslata ermeden esirimi olacaksın kendini bilmez yarasalara 
	Yani doğmayacak mı gün ufuklarına 
	Vermeyecek mi özgürlüğünü yarasalar 
	Hep kara zindanlarda mı geçecek ömrün 
	Hiç gülümsemeyecek misin doğan güne 
	Batınca da hüzünlenmeyecek misin? Yoksa 
	
	Ya ben…
	Silmeyecek misin gözyaşlarımı, teselli etmeyecek misin sana hasret kardelenini
	Kucağında uyutmayacak mıydın gecelerce…
	Kapatmazsam yamacında gözlerini 
	Biliyorum…
	Kabul etmez kara toprak bedenimi 
	
	Ya sana hasret kalan güller 
	Boynu hep bükük mü kalacak 
	Hele hele bu özgürlük kokan başaklar.
	Doğan günle sevişip, arşı alaya şahlanmayacak mı? 
	Ne o! yoksa güneş mi yönünü şaşırdı, 
	Yoksa aşkımızı mı kıskandılar da 
	Ellerini mi kelepçeleyip; onu da göğe mi astılar yoksa 
	Peki, Ay neden hüzünlü bu gece 
	Yasta mı, yoksa Mahkûm mu, yoksa kara çarşafa mı bürüdüler. 
	Ya yıldızlar, onlar niye bu kadar masun yanıp yanıp sönüyorlar 
	Çarmıha mı gerilmiş, birer İsa mı olmuşlar,
	Ey munzur…
	Bu dünya denen hücrede 
	Ben sana hasret sana mahkûm
	Sen güneşe hasret güneşe mahkûm 
	Güneş ise İsa’ya hasret, İsa’ya mahkûm.
Kayıt Tarihi : 6.3.2008 11:52:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!