ve sonra eller sıkılıp gök yumruklanır.
ejderha bir yerlerde nefes nefese,
ateş saçmayı anlatır,
pervasızca uçan kuşlarla
birdirbir oynayan sümbüllere.
oysa kente çil çil karlar yağsa da,
la havle çekse de kiremitler,
bu mevsimde ruhunu teslim etse de
börtü böcek ya da kelebekler.
sığamaz çiçekler kabına,
taşar canları içlerinden
yapraklarında ay kesiği buse
sen bu turda haşa huzurdan
zırhsız, kalkansız,
kumruların boyunlarında
zemheriye meydan okursun.
çığ altından madımak toplayan
kırlangıçlarla beraber,
kışta kıyamette bir iğde kokusu olursun.
günahını koklatmazken
bu kirli çıkı dünya sana
süzülürsün sen yalnızlığından kurşun gibi
gözlerin ışıldar beyaz,
tebessümün kırmızı.
dağılır saçların, ırmaklara çarpa çarpa.
sarılır o çiçeklere halaylar tutturursun
öyledir ki ümit yeridir yetimlerin
gelmesi beklenen zaman.
lakin mum gibi eriyip biterken
ömür bir taraftan,
ellerini açıp beklersen güneşi öyle yalın,
etmezsen karanlığı yerle yeksan,
ellerde solan güllerin vebali olursun.
Kayıt Tarihi : 15.12.2014 23:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!