hasretten cayır cayır içim yanarken
şu bedbaht yüreğimde kaynıyor acılar
ruhum karanlıklar da kaldı yar
sen yoksun diye içinde
donup dururken bedenimde bu sensizlik
umutlarıma perişan halde bakıyorken
donuk kalıyor zavallı şu biçare yüreğim
kahrolası gözümü kanlar bürüyor
yalnız kalmış olan bu çökük benliğimde
sensizlik içinde her an gözyaşlarımla çürüyor
yol yordam ararım sana doğru ıssız vadilerde
nerede rast geliversem bir çaya
bir çıplak kuru dereye
göz pınarlarım boşalır o anda da ağlarım
ne zaman görsem bir sessiz çınar gölgesi
o sensin sanarak yanıp yanıp da külüme bakarım
gün ışımıyor ki sensiz
kuşlar uçmaz oldu üstümden hüzünsüz
solup duruyorlar kırlar da açan çiçekler
söyle bari sende yalnız mısın o karanlık dört duvarda
seninde mi kolun kanadın kırık kaldı yoksa
benim gibi seninde
yok mu yoksa bir kayırıp da bekleyenin
bu canım hiç ister mi sanırsın
hasret oduyla kavrularak yanmayı
varlığım beni keyifsiz yakaladı dağ bayır yoruyor
bu özleme bu garip söyle nasıl dayansın ki
şu vurgun yüreğim toprak olup da gidiyor
bu sensizlik beni bir yokluğa doğru çekip çekiştirişte duruyor
o vefasız gönlünün bu ayrılığı
bana pek koydu pek
içim dışım vuslat vuslat diye haykırıyor
gönlüm yasta kol kanat kırık be gülüm
çok mu çok kolay geliyor
bana bu sensizlik de ölüm
yeter artık ya geliver yana yakıla
neşe içinde koşarak bu cana
ya da çağırıver beni tez zamanda yanına
kalbimin nuru gönlümün dermanı
canımın içinin içi özümün pür-ü pak sultanı…
(02.07.2015) AZAP…
Kadri AtmacaKayıt Tarihi : 17.7.2015 12:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)