El ayalarımı göğe açıp iki elimi birleştirdim. Dirseklerimi dizlerime dayadım. Avcumun içine aldım kafamı. Beynim o ana kadar hala kafa tasındaydı. Dizlerimde derin bir ağrı hissettim. Taşıyamamıştım beynimin yüzünü.
Zamanla yarışırcasına akan ırmak, önce gözlerimi kattı tatlı sularına. Çoğaldı Çoğaldıkça çoştu. Sığmaz oldu yatağına taşıverdi. Ardında bedenimi de kattı sularına bir bütün olduk. Zaman, ırmak ve ben. Aktık.
Akan suya uzanan dallarıyla, gövdesinde tutuyordu, söğüt ağacı o anın önces, ini ve sonrasını. Hem çok huzursuz hemde çok heyecanlıydı. Vaktin ikindi olmasını bekledi. Dudak şeklindeki ince uzun yaprakları kıpırdadı. Umarsızca öptü akan suyun yüzünü.
yüreğinin mi öğretisi
dizlerinin bu titrekliği
ya avcunda sakladığın
düşlerinin ürkekliği
boynunun döngüsüne kaptırdım kendimi
bende bu sabah askıya aldım beynimi
göğün mavi dinsiliğinde
sudan bir yatağa serdim sesini
şaşkın kadınım
kabaran dalgalara
eş tuttum eş tutum göğsünü
oysa,
oysa, ağırsadı düşün yine düşümü
düşte bir kuş misali
denize teğetbgeçen martılar
bir daha taşımadılar
kanatlarında
yağmuru
Kayıt Tarihi : 22.3.2003 12:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!