Bir yüzük aldım bugün; gümüş bir yüzük… Takarken parmağıma seni kendime nişanladım. Oturdu içime yalnızlığım, ağladım.
Bir yüzük aldım bugün; kalbime seni yazdım. Sen oldu ömrümün adı, ağladım. Varsın diye ağlar mı ki insan? Yoksun desem bir bilsen ne kadar yalan!
Bir yüzük aldım bugün; tek bir yüzük. Ağladım.
Kaderin farklı şehirlerdeki kahramanlarıyız biz. Yalnızlığımız şehirler kadar büyük. Gözyaşlarımız yalnızlığımız kadar acı. Acılarımız “biz” kadar var.
Yalnızlığımıza acılarımız sırdaş; biz birbirimize yabancı… iki farklı şehrin iki farklı yabancısı…
Ama yo, hayır! Yabancı değiliz ki biz. Ezel ebed çizgilerinin birleştiği yerde kesişmedi mi yollarımız? Ayrılmamacasına yazılmadık mı? Emanet etmedik mi kalplerimizi birbirimize? Sevmeyi yakıştırmadık mı kendimize?
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz