Bir rüzgâr, bir ışık, bir ıslık sesi ve masada otururken elindeki bardağı avuçlarında yuvarlayan bir kadın…
Ve ardında salınımlarla şiddeti değişen bir müzik sesi ile karşısındaki kadının buğulanmış gözlerine bakarken sessizliğini bozmak istemeyen, bir adam…
Şarkının tınısındaki anlam, yılların soluk resimlerini cümlelerin içinde saklamış olmasıydı…
Titrek dudaklarla, buğulanan gözlerden sarkan ıslaklıklar peydahlanmış halde iken bile birbirlerine mağrur bakışlarını sakınmadan uzatıyorlardı…
Adamın dudağından uzayıp çıkan ıslıkta sür giden bir müziğin kesitleri vardı, belki de şaşkınlıkla geçen zamanın içinde kararsızlıkla çıkan ağırlaşmış bir ıslık sesiydi ve kadın bu sesle gitgide ağırlaşıp dalıp gidiyordu…
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Devamını Oku
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta