Kadın yüzünde bir anlam taşıyordu. Adam anlamlandıramadı bunu ilk önce. Yüzündeki anlam tanıdık ama dile gelmeyen bir cümle ya da bir şiirle anlatılmayacak bir durumdu. Güzelliğin ya da çekiciliğin ötesindeydi bu. Hiçbir resmin fonunda yoktu bu mavi bu mavimiydi onu bile bilmiyordu adam.
Kadın bir düşün içinde görülen bir başka düşün anlamı olabilecek bir çizgideydi. Anlamı en derinde yatan bir anlamsızlık gibi dururdu adamın gözlerinde. Adam sessiz susuz bir çöl kavuruculuğu ve sakinliğindeydi. Kadın bulunmaz vahaydı onun için.
Birden gözlerine güneş düştü adamın. Ellerine bir buket kasımpatı yapıştı ve bekledi bir sabah kapısında vahanın. Dümdüz bir, yok bir, havaydı girmesi gereken kapı. Fakat bekledi adam. Düşteydi uyanması ve kasımpatını uzatarak kadına.
Adam: Biliyor musun uzun zamandır düş tarlamda seni ektim, suladım seni, güneş oldum sana. Şimdi biçmek geldi içimden. Biçmek derken yok etmek değil, katmak kabaran özünü yüreğime, dokunmak sesine, akmak gözlerinde bir gece vakti.
Kadın gülerek bakmaktaydı,
Samimiydi, sıcaktı.
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!
Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta