O kadar çok yazdım, o kadar çok sildim ki.
Söylenmemiş onca sözü bazen bağıra çağıra bazen lal olup susa susa.
Aşkımı, hayatımı, hayal kırıklıklarımı, hüznümü, sevincimi, umutlarımı her duyguyu satır satır, uzun uzun anlattım.
Belki de bittiğim yerdeyim.
Ne sayfalara sığdı nede koskaca ömrüme.
İçim çıka çıka bitsin artık bu dediğim bas bas bağırdığım ne varsa , şimdi geriye dönüp baktığımda
Ruhumun derinliklerinde biyerlerde var mıdır bilmem ama düşünmeden ettiğim birçok lafı yutmakla mükellef bir yanımı keşfettim sanırım.
Hayır dengesizliğimin son safalarda olmasada bana yön veren kimi zamanda canımı sıkan yanlarını bilmeme ragmen, düştüğüm bu yanılgı beni dehşete düşürüyor.
Defalarca kendime tutarlı olmayı basbas bağırdığım kırmızıya siyahı çalan beyazın bnu yapması, hadi ama yanıltıyorsun beni bari sen yapma dedirtiyor.
Griden eser yok günlerdir.
Acılar içinde yaşayıp , bunu bağıra çağıra anlatmak,
Kimsenin umursamaması, kimsenin çare aramaması.
Sayfalarca konuşmak ama hiç bir zaman anlaşılamamak.
Geriye sadece susmak kaldı.
Susmak...
İşte o zaman asıl konuşmak.
Bişeyleri çok iyi anladım.
Bir insana güvenirken, inanırken o insanın daima yanınızda olacagına her zerrenizle inanmayın.
Hayat bu.
İstemediğimiz herşey gerçekleşirken, istediklerimizin ucundan bile göremediğimiz olur. Bir insana körükörüne bağlanmayı, çektiğim acının derecesiyle anlayan bir insan olarak, büyük bir ders çıkardım kendime.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!