Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Dağ mahkemesi
Eşkiyaları, hainleri, katilleri...
Barındırdığı dilden dile söyleniyordu
Firarileri, asileri, bozguncu zihniyetleri...
Sakladığı, beslediği iddia ediliyordu.
O dağ yüzyıllardır tekrar tekrar sorgulandı
Dağ usandı, dağ yoruldu...
Dağ en sonunda mahkemece yargılandı
"Katli vaciptir" cezasına çarptırıldı!
Dağ gece-gündüz bombalandı
Kıpırdadıkça vuruldu da vuruldu
Dağ delik deşik edildi
Dağ yandı, bitti, kavruldu;
Gizli Patika'lar zaptedildi
Geçit vermez Dar boğaz'lar esir düştü
Dağın hakimiyeti elinden alındı,
Üzerine sis gibi çöktü
Korkaklık.....;
Dağ nefesinde inledi de inledi...
Acılarını zirveleri dinledi.;
Dağ dört mevsim tutuklandı
İçi de doldu, dışı da doldu...dert!
Kış bütün hayâlleri dondurdu
Bahara erimeye başlayınca sırtındaki karlar
Dağ ağlayacak onlarla beraber,
Buz gibi sular
Zirvelerden aşağıya süzülecek
Dağın tüm mağduriyeti eteklerine akacak
Feryâdının sözleri şelâle olacak
Düştüğü yerden taşlar yarılmaklı.
Ayılar kış uykusundan uyanırken
Ceylânlar bir kuytuda yavrularken
Su nefes değiştirirken
Topraklarda Cemre sıralanması
Dağ ya temiz kimliğini kazanacak geriye,
Yada terkedilmişliğinde çürüyecek
Yalnızlığı.....
Ya bir "şamaroğlanı'na" benzeyecek yarınları
Adı bile unutulacak belki
Acınacak hâle gelecek şafakları
Yada Hitapsız, kitapsız, zavallı,
Mânevi boşlukta kalacak ebediyen
Vicdan ve hicranının
Çıplaklığı....!!!
Ahmet Durgut