Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Zulasında güneş
Miladında bilinç
gözlerinde bir kırlangıç büyüsü
çıktı yolculuğa
yıldızlarla dolu bir geceye
dokundu düşlerine
filizlendi tüm istemleri
bir öğlen güneşinin eteğinde
bakır tenli çocukların alınlarından öptü
bir ananın son göz yaşını ağırladı şair
yetmez dedi
kuşları ve okyanusları selamladı
sömürüsüz bir dünyanın senfonisi çınladı kulaklarında
saat özgürlüğe kaç vardı acaba
mısraları çığlık çığlığa
tedirgin bir rüyanın ertesinde
elleri bir mermi pususunda
öfkesi yaşamı doğurmuştu
korkmuyordu
göğüsledi tüm umutları göz bebeklerinde
savaşan bir toprağın gezginiydi
hem kaybedecek daha kaç şiirim kaldı ki dedi
örttü paltosunu üşüyen yalnızlığına
bazı kitaplar ve ölü kadınlar
hangisiydi acaba
sığmıyordu ikisi de bir zarfa
sıktı kocaman yumruğunu
bir mum ışığında
ve sonra dedi ki
bizden sonra doğanlara
armağan olsun
bu Yücellik
soluğuna ses veren aydınlığı
bağladı bin yıllık yaraya
artık su uyanıyor
ışıkların gölgesi çizilmişti çoktan
dokundu gözlerine
bir şairin düşü kalmıştı avuçlarında