SalıncaK Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Haydar Metin
Alan:   Grup:SalıncaK
Tarih: 10.12.2016 22:02
Konu: Sivastopol dan Cumhuriyete

Şiiri paylaşmadaki amacım, artık yardım edenler bilinsin istiyorum!

Yıl 1921, aylardan Ocak,
Sivastopol Limanında ikişerli gruplar
yürümesi zor,
kar kaplı don toprakta parmak sızısına aldırmadan
Merkez Komitesindeki yoldaşlarla
SSCB Kara Kuvvetleri ne ait Cemselerden,Güneş dolu sandıkları Ay ışıgında,
Gemi Ambarına özenle istiflediler..

Eline ol emaneti alan Karadeniz
ilktir sularını ısıttı,var oldugundan yana.
Kızıl meydanın çekik gözlü komutanı, parmagıyla Inegöl´ü gösterdi..
Yoldaşlar!
Emperyalizme kim darbe vuruyorsa, yanında olmalıyız!
Ulusal başkaldırılar
Askeri, maddi,manevi desteklenmelidir.
Kongre ivedilikle bunu ele almalı.
Öneri,meclisten alkışlarla geçerken
Tarihe notlar düşüldü..
Lakin, sosyalist destekler,
hiçbirzaman hiçbiryerde kimseye söylenilmedi.
Tarihte,Mermiyi cepheye taşıyanlar bilinsede
Cephaneyi verenler, siyah örtülerle kaplandı.
isbirlikciler gözlerimizi çalıp, delhizlerde hapsettiler
omuz dostlarımızı görmüyelim diye.
Bir tek sövmeyi ögrettiler,
bilhassa Lenin ve Stalin´in anasına..
Çanakkale´de babalar, dedeler uçurumdan,
Zırhlıların üstüne gözünü kırpmadan atlayıp
dişleriyle gemi halatlarını tek hamlede kopardılar.
Gözleri, gemilerin bacalarında patladı
Geride kalan sevdikleri sırtlarında bebeleriyle
Boş Ambar üstlerinde ırak yolları gözetirken
Avlu ortasında,tas bulamaç için
bir dutam Bugday, Arpa, Yulaf ve Çavdarı Avuçlarında övütüp
Kılçıkları hohlayıp, yutmadan çarşafsız döşeklerde, eli eline kilitli,
başları Hasır yastıklarda,
çorak damın çalı çırpı tavanlarına fersiz baka baka
Sıtma,Tifo ve Dizanteriden öldüler.

Karadeniz in usta Kaptanı Vladimir ve Josef
ay ışıgında gecenin, Takalara yaklaşmadan önce
ambardaki listeyi son defa kontrol ettiler.
39.000 tüfek,
327 makineli tüfek,
54 top,
63 milyon fişek, 147.000 top mermisi..

Mehmet Onbası, çömeldigi yerden;
Varımız yogumuz,
üç beş Teyyare, biraz top, birazda Tüfek ve süngü güzel abim!
bizde, çok olan iman var iman diyor kör Ülfet´in gözüne bakarak..

Cephane nerdeyse bitti bitecek..
Mevzilere yerleşen er erat
kazılan çukurdan
Zifir ortasında kara çalıyı gören gözlerle
kilometre ötedeki kıpırtılara pür dikkatli.
Düşman ufak çıngılar çakıyor,
saldırımı olacak ne?
Oysa, Selanikli Adonis,
bir Tas çorbadan sonra dünden kalan izmariti, tek çekmede bitirirken
Benzi beyaza kesen Loxias´a
'Bok mu var oglum buralarda,
yensek, sanki gelip bostan ekecegiz bu Tarlalara“

Kar yagacak, mezra gittikce soguyor
Asker,son kurşunu tek avucunda gezdirirken
mermiden çok düşman oldugunu biliyor.
inşallah,sabaha yetişir KAGNILAR!
Ali gardaşları, Hızır yoldaşları olsun
Allah utandırmasın hepsini..

Koca Hüseyin, Antepli Murat Çavuşa,
Biliyonmu?
Buralarda donup ölecegime
kafirin mermisiyle ölüyüm daha iyi
hiç degilse, cephanesi azalır gavurun derken
gözleri ellerinde
öyle sinkafli laflar ettiki cephanenin bitmesine..

Merkez Karargahtan telgraf üstüne telgraf gidiyor
Inegöl Komutanlıgı´na
“yavrum ne zaman gelecek bu Cevat Paşa? “

Erat, Yıldızların altında,
kuruttugu gazelden cigara sarıyor
dumana asılan dudakları belkide yarın susacak.

Sakalına yıllarca bıçak degmeyen Süleyman,
Limanda, kuşkuyla aşagı yukarı gidip gelirken,
“Ya getirmezlerse, öyle ya bunlar düşman degilmiydi?
Vallaha bu Koministleri gözüm hiç tutmadı!
Bir devlet, karşılık beklemeden niye yardım etsin ki?
Bu; Top, Tüfek, Mermi imanım! ! '

Bolşevikler,17 Ekim devriminden sonra
Parti meclisinin aldıgı kararla gönüllü geri çekildiler.
Halk okuma yazma bilmezken
Dünyadaki beş temel çelişkiyi, nerden bilsin Süleyman?
Heleki, Emperyalizmin Halklarla olan çelişkisini..

Satılarda yaşlılar heyeti, dumana duran köy odasında;
'Emaneti üstümüze aldık eyy ahali! '
80 haneli köyümüzden
80 Kagnı gerek,
Biliyoruz Zemheri kapıda,
Zaten üstte başta yok horantanın.
Kerpiç Köy odasında idare lambası, Kelebek gibi pırlıyor
içyagına gömülü çeragandaki fitil
karanlıgın döşüne ferini sarı isli indiriyor.
4 metre ötede duvara yaslanan heyet, görev dagıttı 80 yigide.
sekizi, odada yoktu,
belki evlerinde uyuyordu
Bekçi ev ev gezerek, kapıdan agır veballeri uzattı,
Elifin anasına kadar.

Denizden gelen Yoldaşların umutları
boyunduruk altında sıska, çelimsiz öküzlerin
bilhassa gözlerinden öptüler.
Elleri, Anadut gibi büyük Cabbar emmim
mermi, top ve Tüfekleri
ilkin,köyün büyügü Mahmut emmiye yükledi.
Yükünü alan Kagnılar
'Yaa Bismillah' deyip, vurdu kendini yollara yollara.
Yanık gıcırtılı Kagnılar
80 insan
160 öküz
ve Binlerce Top Mermisiyle
attıgını vuran Cücük Osmana
Soguktan Dabaz olan Mehmet Onbaşıya
yani Cepheye gidecekti.
Gözleri öyle sert yüregi öyle inançlıydı
gerekirse, kendi ölüsüne bile acımaz basacaktı..

Isgal kuvvetleri, karadan havadan denizden
koca bir milleti tarihten silmek adına,
işkenceyi, ölümü topragımıza saldılar, hürriyeti esir almak için
ilkin Çocuklar direndi,
kendinden böyük köşe başlarını tutarak.
Koca taşlar ellerinde fiskeydi sanki
santim ilerletmedi düşmana.

Mustafa Kemal;
Gözüm Sakarya´da kulagım Inebolu´da diyor.
Beklenen bir milletin bahtıydı
Elifin anası çoktan yoldaydı
Lakin, Kara öküz epeydir topallıyor.
Korkuyor, durup durup yürümesinden
Hava karardı,
inecek birazdan gecenin ayazı.
Soguk, kimseyi kayırmadan abanıyor daga taşa, kurda kuşa.

Elif üsümeşin diye
altına, yanına üstüne kuru ot serperek sıkıca örttü anası,
Kara öküz durdu,
yere çöktü
Tipi geliyor, Çamlar ovada ötüyor
Yarabbi darda koyma beni diyor ana,
egilip gözlerinden öptü kara öküzün
'kurban oldugum bir yekin hele'…
iki dakka yerde yattı,
savurdu boynuzunu havaya, ayazı yırtarak
yüzü güldü, elini havaya kaldırıp bagırdı, Allahım şükürler olsun!
Kagnıya binerken, yere düştü,
buz kesdi avcunu,
eli kanadı,
kolu sıyrıldı
Kar başladı
tipi bıçak gibi sıyırıyor yüzüne her düşende.
Mermiler ıslanmamalı, çıkarttı Kazagını
Biraz, Elif´in üstüne abandı
şehir sanki uzakta öldü
ışıgını kendine gömdü
Parmaklari hohlaması boşaydı.
ilkin elleri sonra ayakları durdu.
Dizkapaktan altı dondu
agzı morardı
Parmakları koptu
Ayakları zaten yoktu
Kocası hem Topal hemde kördü
Çanakkale de patlayan şaramplenden.
Düştü Öküz
öldü Kara Öküz
Teker gitmiyor
Kagnı ötmüyor, tek Sarı Öküzün gücüyle

Bir akşam üzeriydi, tellal cagırmışlardı köyde
'- Eyyyyy ahali! Duyduk duymadık demeyin.
Cuma günü her haneden bir kagnı,
İnebolu'ya yük taşımak üzere gidecektir'

Kastamonu karargahına emanet vardıgında
kimse bilemedi Sari öküzün nasil geldigini!
Beyaz üstünde mühimmatı,
Devrekanili Cemil ve Beşiktaşlı Rıfat Çavuşlar
Karargah defterine Tarihi notu düştüler;

Bir öküz
Bir kagnı
Top,Tüfek mermiler
ve otlar arasında aglayan bir bebek..

Adı; Elif
Kaskatı donmuş bir Ana
Adı; Şerife Bacı

Son düşmanı yok edecek Top mermisi
Elif´in yanında durdugu gibi sakin degildi,
fırladı mekanizmadan! !

Haydar Metin

RESİM SEÇ