Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
GÖNÜL YORGUN YÜREK TUTKUN
Ege de bir sahil kasabası,
Kasabada bir ev,
Ev dedimse,
İşte mütevazi bir bekar odası,
Ortada soba,
Karşıda masa,
Masada bir resim,
Al karşına konuş İsmo,
Belki duyar,
Sen yine görevini yap duymasa da!
Kaçıncı saatidir bilmem,
Bu yalnızlığımın,
Saymadım,sayamadım,unuttum!
Ayrılık aşkı büyütür derler,
Gittiğinden beri nasılda büyüttüm,
Bir bilsen!
Sığdıramıyorum hiçbir yerlere,
Evler doldu taştı be gülüm!
Geç kalmış aşıklarmışız biz meğer,
Nasılda kavuruyor bu gavur!
Sonbahar vurgunu derlermiş buna,
Gönül yorgun,
Yürek tutkun!
Sen kaçtın uzaklara,
Bu efkar,bu hüzün,
Senden hediyedir bana!
Her akşam kapıya bırakıyor felek kargo,
Görsen dışı jilatinli,
İçi zindan kara!
Hiç üşenmemişsin be gülüm,
Yapmışsın süslü paket!
İnsanın en temiz,
En mahsum haliymiş sevmek!
Ne günahımız vardı ki,
Durduk yerde kapıyı geldi çaldı bu ayrılık!
Şimdi sen bana uzak,
Ben sana uzak,
Kalmışız kendi köşemizde,
Boynu bükük!
Bardağımda soğumuş çay,
Sen gittiğinden beri,
Tadım tuzum yok!
Aşkın kutsal mabetindeyim,
Seni gönlümün kıblesi yapmışım,
Günde beş değil,onbeş değil,
Yirmi dört saat sana ibadetteyim!
Eski dertlerden izin aldım,
Birkaç günlük!
Yollarına halı serdim,
Gül yaprakları serptim üstüne,
Savaşta bile ateşkes yaparlar,
Haydi gel gülüm,
Bir saatlikte olsun!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
05.11.2016
