Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİM
Meğer her yıl,
Göçmen kuşlar,
Baharda gelir,
Eylülde gidermiş!
Yörüğün dediği gibi,
Haydi göç var,
Obayı toplayın!
İsmo’nun kolu kanadı kırık,
Adı yuvasız kuşa çıkmış,
Dokunmayın gayri bana dokunmayın,
Serde ayrılık var,
Efkarlıyım abiler,
Tadım tuzum kırık!
Her aşkın bir haziranı,
Birde eylülü varmış,
Bizimki ne bir,
Ne de iki,
Dördü,beşi buldu Allah canımı alsın!
Bir türlü son gelmedi,
Anasını satayım!
Sussam ne olur?
Konuşsam ne olur?
Açık denizlerin,
Masalları mı okunur?
İsmo ayrılık belasında,
Kendini,
Dağlara mı vursa?
Okyanuslara mı vursa?
Bu ne bora,
Ne de fırtına,
Olmaz terlere savrulduk,
Söz uçtu,kalem kırıldı,
Ayrılık sancısı bu,
Koyuyor adama!
Azdık çoktuk,
Topu topu iki kişiydik,
Sevinçliydik mutluyduk,
Taki eylül gelene kadar,
Sanki tayfun çıktı,
Kasırga çıktı,
Kale yıkıldı,
Biz ne olduk böyle?
Abbas yolcu,
Yolları tutmuş kolcu,
Gönül gelmek ister ama,
Eller ayaklar bağlı,
Ah bu hain ayrılık!
Yaktı ciğerimi yaktı!
Şimdi sen gideceksin,
Git!
Fırtınanın önünden,
Kaçar gibi git!
Kaç anasını satayım,
Beni de hiç sorma,
Ben hep,
Sözün bittiği yerdeyim!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
19.09.2016