Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
BU ŞEHRİ YAKASIM VAR
Basit bir masa,
Bir ikide iskemle,
Bir iki dilim ekmek,
Biraz beyaz peynir,
Masada bir şişe rakı,
Varsa karşında da şerefe diyecek biri,
Milyardersin oğlum İsmo,
Satmışım hanların hamamların anasını!
Yokuşa saran kamyonlar gibiyim,
Özledikçe yağ yakıyorum!
Sen gelinceye kadar,
Yatak saracak bu motor,
Dayan İsmo oğlum,dayan İsmo oğlum!
Anlat diyorlar,
Derin bir nefes alıyorum!
Sonra bu dünyanın gelmişine geçmişine sinkaf ediyorum,
Ey felek felek!
Bula bula beni mi buldun be?
Hasretlerde eritecek!
Ne duyan oluyor,
Ne hak veren!
Bu işler böyle dostum,
Seven yanar,
Sevilen desen,
Keyfinden ölemez!
Durup durup bu şehri,
Yakasım geliyor!
Ben yanıyorum nasıl olsa,
Ortalıkta yansın anasını satayım!
Kentler şairler için varmış,
Ha bre efkar,ha bre efkar,
Biriktiriyor bu yürek be gülüm!
Naçar durumlarda kaldın mı sen hiç?
Çözümsüzlük nedir biliyormusun?
Sen hiç yaz beklerken,
Zemheri ayazında kaldın mı?
Yol beklemek nedir?
Umutlarını meze yaptın mı?
Her gün hayallerini kurşunlara dizip dizip,
Yeniden kurduğun oldu mu?
Sen hiç sabır taşlarını çatlattın mı?
İşte gelin bunların bana sorun!
Çayda sarhoşluk yapıyormuş,
Özlemlerde içersen gülüm!
Ben içtim oldu,
Cep delik cepken delik,
Rakıyı gördüğümüz yok!
Yuvasız kuş,
İsmail Kızılay/Altınoluk
24.05.2016
