- Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın 
Değerli dostlar ülkemizin etrafındaki ateş çeberinden nasıl kurtulacağımıza çalıştığımız bu günlerde birde içerdekiihanet şebekeleri ile terör örgütlerinin kanlı eylemleriile vatn evlatları mücadele ederken şehit oluyorlar bu olaylar yüreklerimizi yakıyor 
26 bölümden olan Atatürk le Kurtuluş Destanı 1... adlı eseimi tekrar paylaşarak milli ruhu yeniden şahlandırmak istedim 
sayfa 4 sıra 110 de ilgi ve değerlendirmelerinize sunulur 
Atatürk le kurtuluş destanı 5...Bin dokuz yüz on dokuz 
(bin dokuz yüz on dokuz)  
Kan akıtarak can alarak tam dört yıl geçildi 
Dört yıl süren bu savaşa dünya savaşı denildi 
Müttefik olan Almanlar bu savaşta yenildi 
Müttefiklerine de yenilgi bildirildi 
Osmanlıya da bu yenilgi kabullendirildi 
Yenilgiyi kabullenince alman başbakanı 
Yenilmiş sayıldı Osmanlı sultanı 
Artık Osmanlı’nın elinde değildi ipler 
Sevr denen kasabada anlaşmıştı galipler 
Osmanlı topraklarını düşmanlar paylaşmıştı 
Düşmanın gemileri kıyılara yanaştı 
Boğazda torpidolar tehdit ederken sarayı 
İzmir’e çıkarma yapmıştı 
Yunan’ın bir alayı 
İngilizler İstanbul’u işgal etmişti 
Doğu Ermenilere peşkeş çekilmişti 
Fransızlar Antep ile Maraş’a yerleşmişti 
İtalyanlar istemişlerdi Antalya’yı 
Osmanlıya bırakıyorlardı 
Bozkır kasabası Ankara’yı 
Zaferin körlüğü 
Galibiyetin sarhoşluğu 
Kazanmanın sağırlığı 
İhtirasın tutsaklığı 
Kör etmişti düşmanları 
Göremediler tarih sahnesindeki 
Türk kahramanlıkları 
Unuttular hatırlamak istemediler 
Türk milletinde ki kahramanları 
Osmanlı hasta dediler 
Geçmişi göremediler 
Çakal sürüsü gibi üşüştüler 
Osmanlı sultanından olmazları istediler 
Her isteği Osmanlı yapacaktır sandılar 
Osmanlı hasta olsa da 
Milli irade hasta değildi yanıldılar 
Azınlıklar isyana teşvik edildi 
Silahlar ve paralar gönderildi 
İngilizin teşvikine uydular 
Şeyhler şıhlar ağalar kudurdular 
Araplar Osmanlıyı arkadan vurdular 
Doğuda Ermeniler can aldı kan akıttı 
Padişahın korkusuna korkular kattı 
Yetmedi içerde de isyanlar başlatıldı 
Din dendi sultan dendi 
Türk’e Türk düşman edildi 
Feda ederken canını Antepli Şahin 
Zulme baş vurduğunda düşman 
Düşmanla birlik olduğunda hain 
Maraş da sütçü imam camide kükredi 
Düşman kadınlarımızın namusuna göz dikmişken 
Bize namaz kılmak caiz değildir dedi 
Düştü Maraşlıların önüne 
Fransızlara karşı baş kaldırdı direndi 
Ege de efeler dağlara çıktı 
Düşmanla savaşılacaktı 
Direnişler başlayınca Anadolu da 
Dinci çetelerde ayaklandırıldı 
Düzce de Kocaelin de ve Bolu da 
Düşmanın amacı Türk’ü Türk’e kırdırmaktı 
Bu direnci kırmaktı 
Sultanı esir almaktı 
Her isteği yaptırmaktı 
Amaç bu topraklara sahip olmaktı 
Silahını bırak dendi kahraman ordulara 
Bu teslimiyet dokundu yurtsever subaylara 
Kara bulutlar sardı yurdun semalarını 
Düşünmedi sultanlar milletin vakarını 
Düşman işgal etmişti artık Türk hür değildi 
Bin dokuz yüz on dokuz yılına böyle girdi 
Yıl bin dokuz yüz on dokuz 
Endişeli gözler uykusuz 
Düşman donanması tutmuş boğazda kıyıları 
Osmanlı sarayına çevirmişti topları 
Toprak sarı yaprak sarı dal sarı 
Baharında bin dokuz yüz on dokuzun 
Yurt severler benizler olmuştu sap sarı 
Hala duruyorken toprak da kan kokusu 
Sevr denen bir paçavraya imzalar atılmış 
Ülke saltanat uğruna satılmış 
Dağıtılmıştı Osmanlı ordusu 
Kışlalar boşaltılmış 
Bu vatanı parsel.parsel paylaşırken aç kurtlar 
Birer birer söndürülüyordu umutlar 
Düşmanın mahmuzları sokaklarda geziyordu 
Her adım bir yurt severin bağrını eziyordu 
Osmanlıya hasta adam deniyordu 
Son nefesi vermesi bekleniyordu 
Bin dokuz yüz on dokuzun un baharında uyanmadı toprak 
Açmadı çiçekler ilk baharda 
Ağaçlar süslenmedi kahrından dallarını 
Bin dokuz yüz on dokuzun baharında 
Kan damlıyordu yüreklerden 
Alınıyordu silahları 
Savaşabilecek bileklerden 
Bir şeyler yapmak gerek diyenler verdı 
Mutlaka bir şeyler yapılmalıydı 
Vatan elden gitmeden savaşılmalıydı 
Türk yurdunu üstüne çökmüşken kara bulutlar 
Söndü sönecek dendi umutlar 
Vahdettin saltanatı için endişeliydi 
Düşmanın isteklerini şartsız yerine getirmekteydi 
Yadırgadı yurt severler utanç verici halini 
Sultan düşmana kaptırmalıydı elini 
Trakya perişan 
Anadolu şaşkın 
İzmir de hasan Tahsin tarafından sıkıldı 
Düşmana karşı ilk kurşun. 
Yankılanıyordu dağlar 
Gönüller hüzün doluydu 
Bir umut arıyordu bakışlar 
Bin dokuz yüz on dokuzun mayısında esti rüzgar 
Akıllarında idi Çanakkale 
Silinmemişti uslarından Anafartalar 
Unutulmamıştı yiğit gaziler 
Unutulmamıştı bu büyük lider 
O lider ki alacaktı eline ipleri 
Millet ona verecekti yetkileri 
Yeniden yazılacaktı Türk’ün kaderi
 
Yusuf Değirmenci 2


