Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Aynası Kader Yürekli Bebek
Zamanı dolmuş beklentilerin
Sancılı bir gün batımında...
Dirim yürekli Çağrı'ya, koşarak geldi, kader yürekli bebek.
Gelişine sevinenlere
Sanki bir endişenin ağlayışlarıyla...
"Ben geldim, kaderimsiniz." dedi, kader bebek.
Sevginin, sevgisizliğin...Çârenin, çâresizliğin...
Benimsenmiş alışkanlık döngülerinde
Serpildi, büyüdü kader bebek.
Cahil ile Alim, Canan ile Zalim,
Koşturmacalı hayat ortamında...
Kendince bir değere büründü, kader yürekli bebek.
Özgürlüğünde koşmak istedi, koştu...
"-Dur!" dediler, "-Sus!" dediler.
"-Onu Yiyemezsin!, Haksızsın!" dediler.
"-Hesabını sormayacaksın, Bize Vereceksin!" dediler.
Rüşveti isteyemedi, Yolsuzluğu içine sindiremedi.
Yalancılığı diliyle beceremedi, Helâl'i haram'a yendiremedi.
Minareyi kılıfına uydurup geçiremedi,
Heyhat! Ortada şaşırıp kaldı kader yürekli bebek.
Sığındı aklındaki zavallı yaşam
Toto, loto, piyango, ganyan'a...;
Ah! Şu rakam bir tutsaydı,
Ah! Şu beygir kafasını bir parmak daha uzatsaydı,
Ah! Şu "gol" bir olmasaydı,
Ah! Şu zar bir "düşeş" olsaydı!...
Olsaydı'larla, olmasaydı'larla,
Bütün bir somun ekmek hayâl ederken
Elindeki Kuru dilimini de kaybetti, kader yürekli bebek.
Zaman ne de çabuk yuvarlandı yokuş aşağı...
Saçlar aklaştı, yüzler kırışıklaştı.
Ufuklar seraplaştı, umutlar çoraklaştı.
Gelecek donuklaştı, istikbâl kısırlaştı.
İnanç şeytanlaştı, hesaplar karıştı.
Pişmanlıklar aynalarda kırıldı...
Ve sığınış ateş oldu, yangın bütünlüğü yuttu.;
Son hazan mevsiminin Dökülen ömür yapraklarıyla
Dünyadaki insanların kaybolan insanlıklarında......
Bir şeylere acı acı gülümseyerek
Gözlerini kapattı, topraklara kan karışıp
Gerisin geriye gitti...yok oldu, kader yürekli bebek.
Ahmet Durgut