Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
Kalbine mi sürgünüm, ruhuna mı vurgunum ?
Nedendir bilinmiyor, heyelansı haldeyim
Bileklerim den fazla, yüreğim den yorgunum
Seni gördüm göreli rengarenk mahalleyim
...
Zemherin de üşüsem, rayihana sığınıp
Mest-i hayrânelik de müptelası evreyim
Geceleri sen kokan yastığınla avunup
Zamana kanıyorum,çıldırmış avareyim
...
Kirpiklerin mi oktan, dudağın mı alevsi ?
Gözlerinin nuruna, meftun bir divaneyim
Alfabemde saf tutmuş, bütün harflerin hepsi
İsminle hemdem oldum, yıkılmış viraneyim
...
Gönlümde ki salıncak, bu sevdaya kuruldu
Bir papatya tarlası, içinde ki laleyim
Aşkın çetin hesabı gözlerine soruldu
Zahirini saracak, ışıktan bir haleyim
...
Asudeyim tenine, dilden gönülden ırak
Kendime diyemedim,susmuş kalmış deliyim
Senin mevsimin bahar, sensiz aylarım kurak
Sorar dururum bazen,sen yokken nereli yim ?
...
Zülüfünü işlesem, nigara ilmek ilmek
Özleminin nöbeti ,tutkunun bekçisiyim
Belki de en güzel şey, sevildiğini bilmek !
Bir şâire vurgunum, bir onun delisiyim
...
Ahde vefam olsun yâr yazacağım şiirler
Öksüren lambaların,meczup serserisiyim
Sözcüklere teminat, olsun âşksal mehirler
Ben uçsuz gözlerinin, buğulan mış sisiyim
...
Tarife sığdıramam,sevdan ebem kuşağı
Onca rengin için de, bir senin esirinim
Kareli bir kağıtta yer edinmiş tuzağı
Kalemimle çözdüren, mübtedi kesirinim
...
Bana münhasır olsun, seni deli sevmeler
Yeşil günlerden kalan sevda dolu hane yim.
Armoniyle dans etsin senden gelen nağmeler
Bir sana sürgün kalbim,bir sana şahâne yim...
Murat Çakıroğlu