Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
SEVEN AĞLARMIŞ SEVİLEN DÖRT KÖŞE
Acılar denizindeyim,
Sağımdan solundan hep ebelenmişim,
İşim her gün angarya nöbetleri tutmak,
Herkesin dalgası tatlı,
Benim ki gam kasevet ,
Ve of çekmek!
Hep ekmek kavgasındaydım,
Henüz ondört yaşındayken çocukluğumdan vazgeçtim,
Fakirdim yoksuldum,
Hiçbir gönülde olmadı bir kıçlık yerim,
Altı altmışında bir sevdim,
Pir sevdim,
Çocuk oldum yaşlılığımdan vazgeçtim!
Bu yaşa geldik,
Ne ceviz kırdık,
Ne fındık,
Yaşamadık bir gün,
Felekten hep ayvayı yedik!
Anladım ki bu dünyanın ahvalini,
Ne dedem çözmüş ne babam,
Bende çözecek değilim!
Bu devran böyle gelmiş böyle gider,
Seven ağlar,
Sevilen dört köşe zevkinden bilirim!
Yüzüm sirke satıyorsa,
Ağlamaklıysam bu gün,
Sağa sola kafa tutup mızmızlanıyorsam,
Yemeğime de iştahsız iştahsız bakıyorsam,
Hep senin yüzünden gülüm!
Herkesi talih öper,
Beni de kör Salih anasını satayım!
Alıştırıp alıştırıp da,
Gidecek ne vardı sanki?
Hiç mi çocuk sevindirmedin sen?
Beni de altmışlık çocuk saysaydın ne olurdu?
Elimden bir şey gelmez,
Dilimden çok şey gelir ama,
Söverim namerde,ite,köpeğe,
Sallarım dünyanın gelmişine geçmişine,
Zengine mal,fakire dert veren,
Şu felek denen puşta!
Yutkunduğum tükürük boğazımda kaldı,
Dediler Açlırsın İsmo ağla,
Ağlamak için göz yaşımı kaldı?
Hem demezler mi adama?
Erkekler ağlar mı?
Ne derdimi sarabildim,
Ne de ağlayabildim,
Yalıyorum yaralarımı işte,
Sokağın iti gibi!
Her acıya katlandım da,
Bu ayrılık acısı var ya,
Çok namert çıktı!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
24.09.2017
ndeyim,
Sağımdan solundan hep ebelenmişim,
İşim her gün angarya nöbetleri tutmak,
Herkesin dalgası tatlı,
Benim ki gam kasevet ,
Ve of çekmek!
Hep ekmek kavgasındaydım,
Henüz ondört yaşındayken çocukluğumdan vazgeçtim,
Fakirdim yoksuldum,
Hiçbir gönülde olmadı bir kıçlık yerim,
Altı altmışında bir sevdim,
Pir sevdim,
Çocuk oldum yaşlılığımdan vazgeçtim!
Bu yaşa geldik,
Ne ceviz kırdık,
Ne fındık,
Yaşamadık bir gün,
Felekten hep ayvayı yedik!
Anladım ki bu dünyanın ahvalini,
Ne dedem çözmüş ne babam,
Bende çözecek değilim!
Bu devran böyle gelmiş böyle gider,
Seven ağlar,
Sevilen dört köşe zevkinden bilirim!
Yüzüm sirke satıyorsa,
Ağlamaklıysam bu gün,
Sağa sola kafa tutup mızmızlanıyorsam,
Yemeğime de iştahsız iştahsız bakıyorsam,
Hep senin yüzünden gülüm!
Herkesi talih öper,
Beni de kör Salih anasını satayım!
Alıştırıp alıştırıp da,
Gidecek ne vardı sanki?
Hiç mi çocuk sevindirmedin sen?
Beni de altmışlık çocuk saysaydın ne olurdu?
Elimden bir şey gelmez,
Dilimden çok şey gelir ama,
Söverim namerde,ite,köpeğe,
Sallarım dünyanın gelmişine geçmişine,
Zengine mal,fakire dert veren,
Şu felek denen puşta!
Yutkunduğum tükürük boğazımda kaldı,
Dediler Açlırsın İsmo ağla,
Ağlamak için göz yaşımı kaldı?
Hem demezler mi adama?
Erkekler ağlar mı?
Ne derdimi sarabildim,
Ne de ağlayabildim,
Yalıyorum yaralarımı işte,
Sokağın iti gibi!
Her acıya katlandım da,
Bu ayrılık acısı var ya,
Çok namert çıktı!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
24.09.2017