Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
HAZAN SÜRGÜNÜ
Art arta gelen bu ayrılıklarda,
Kaç zemheri eskittik i
Tanıştığımızdan beri bilmem?
Yine eylül geldi,
Yine kışı erken getirdi,
Gönlüm kar buz şimdiden
Oysa daha pastırma yazı bile gelmedi,
Ansını satayım!
İçimde öyle bir enerji biriktirdi ki,
Şu ayrılık denen kafir!
Ne depremler yapardın,ne depremler,
Her gidişinde otobüs kalkarken otogardan!
Kan revan içinde bırakırdın kalbimi,
Çıkarırdım yıkıklar arasında ki enkazdan kendimi,
Bu yıl da daha beter oldu Allah canımı alsın,
Yıllandıkça artıyor herhal!
Şimdi sen gidiyorsun ya,
Git!
Bir enkaz bıraktığını da,
Sakın unutma buralarda!
Artık sen olmayacaksın ya yanım da,
Akşam erken iner gayri buralara!
Kar etmez radyoda çalan oynak havalar,
Televizyonda ki evlendirme programları,
Benim yüreğim ,
Aralıksız hüzzam çalar,
Allahıma kitabıma!
Gitmek var gitmek,
Aşkta sürgün gitmek!
Eskiden koministlikten sürülürdüm,
Şimdi kademsizlikten!
Sürgün deyip geçme,
Ne hain işkencecidir o,
Her gün gelip gelip,
Ciğerimi deler de deler,deler de deler!
Şahindere de eski bir bank,
Bundan sonra kim bilir kim gelir ,
Kim oturur bilmem!
Yaz boyu beni konuk ederdi,
Senin gelişini beklerken!
Ayrılık bu ayrılık,
Dile kolay!
Gayri kuru çınar yaprakları bekler,
Bir de uğuldayan rüzgar!
Bense,
Anası ölmüş çocuklar gibi
Ne boyunlar bükerim,ne boyunlar ,
Hazirana kadar!
Sen gidersin kokun kalır,
Sen gidersin anılar kalır,
Gayri ben bu eli yıkamam,
Çıkarır çıkarır koklarım,
Ta ki sen gelinceye kadar!
Kötü günlerin de iyi bir tarafı var,
İnsan ne kadar sevdiğini anlıyor!
Belki delikanlı olabilirim,
Belki de göz yaşlarımı saklayabilirim,
Ama şunu bil ki,
Ben daha,
Şimdiden çok özledim,
Sonra nasıl dayanılır bilmem!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
11.09.2017