Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
HASRET KAPILARINDA ÖLÜYORUM
Bazen okyanuslar kadar,
Derin gözlerin!
Bazen de ormanlar kadar yeşil!
Düşünce içine,
Acayip kayboluyorum gülüm!
Ben tutulunca,
Fana tutuluyorum!
Vurgun yedim sularında,
Elsizim ayaksızım!
Zamanın gönüle hükmü yok!
İnsan altı onunda da,
Aşık olabiliyor!
Bilsen sonbahar vurgunları,
Ne de yaman oluyor!
Enerji biriktirmiş fay hattı!
İçinde kaç yılın öfkeleri var!
Tutmasan yakın da yıkılacağım!
Sen hiç aşık oldun mu arkadaş?
Sen hiç kendini,
Ağlara takılan balıkların yerine koydun mu?
Unut demek kolay!
Aşkta yanmak var!
Gönül nasihat dinlemiyor!
Şu an,
Hüzün sandalında yalpalıyorum!
Bilsen dalgalar,
Nasılda çetin nasılda halden anlamaz!
Deseler vazgeç aşk bir eziyet!
Kime söylersin kim dinler?
İsmo sevmiş bir kere!
Nashatler bir kulaktan girer,
Öbüründen çıkıyor!
Gözlerinde doğdum senin!
Şimdi hasret kapılarında ölüyorum!
Sende bir parça ekmek,
Bir tas da su varmı?
Ben sana çok susadım çok acıktım!
Yokluğun her gece,
Darağaçlarına çeker beni!
Kuyunun dibindeki Yusuf gibiyim!
Gel uğra!
Karanlıklardan kurtar beni çaresizim!
yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Edremit
08.08.2013