Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
RİVAYET ODUR Kİ
Yaşadığın yerde,
Deniz,
Rakı balık yoksa,
Yaşasan ne olur?
Yaşamasan ne olur?
Yaşamın balla börekle geçse,
Ve elini,
Sıcak sudan ,soğuk suya sokmasan bile,
Sen yaşıyorsun demek dostum çölde!
İçip içip,
Sevgiliye ah etmedikten sonra,
Neye yarar be bu hayat?
Bence,,
Bütün dertler,
Biz rakı içelim diye var!
Bu aşkın derdi bana,
Katar katar!
Hem ben içmesem,
Bu imamların maaşı nereden çıkar?
Devlet bundan,
Savunma sanayisine para keser,
Konut edindirmeye para keser,
Eğitime para keser,
Daha neler neler,
Değil mi ya?
Akşam olmuş,
Güneş batmış,
Gitmiş evli evine,köylü köyüne,
Yalnız belası üstüne çökmüş
Hele bir de sevdiğin kafir se,
İçmeyip de ne edeceksin be?
Rivayet o ki,
Vakti zamanında,
Kurumuş bir üzüm asması varmış,
Düşünmüşler taşınmışlar,
Bunu nasıl yeşertebiliriz,
Danışmışlar Musa’ya,
O da demiş ki,
Köküne,
Bir aslan,
Bir kaplan,
Bir tilki,
Bir saksağan kurban edin!
İşlem yapılmış,
O günden sonra,
Rakı yı içenler,
Bir aslan gibi kuvvetli
Bir kaplan gibi dövüşçü,
Bir tilki gibi kurnaz,
Bir saksağan gibi geveze olmuş!
Sizin anlayacağınız,
Benim gevezeliğim oradan gelir,
Söylemesi benden!
Gayri İsmo’nun,
Yakası bağrı açık,
Papucun biri elinde,
Yolun sağıda benim,
Solu da benim,
Dünyada var imiş,yok imiş,
Yok umurum!
Halim i?
Hoş ki ne hoş,
Hoşlardan da hoşum,
Anasını satayım!
Yönümüz dionizos,
Pirimiz Bekri Mustafa,
Çivi çiviyi sökermiş,
Haydi şerefe,
Su içen öldü de,
Rakı içen ölmedi mi?,
Haydi oradan sende,
Sefam olsun oh oh!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
08.08.2017