Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
ESKİ BİR ZAHİD ÖYLE SÖYLEDİ
Ey dil!
Sen hem eşsiz bir hazine,
Hem de yakan ateşsin!
Kuşlara ıslıktan hilesin,
Faksın,sapansın,kapansın!
Kurmuşsun yayımı,
Yerinden fırlamış delici bir oksun!
Dermanı olmayan,
Dertsin,zehirsin!
Nükte yapmak,
Kamillerin hakkıdır!
Cahil olan senden uzak dursun!
Mesnetsiz söz,
Yıkıcıdır,kırıdır,yakıcıdır!
Bombadan korkmam,
Senden korktuğum kadar!
Gül olmayan yerden,
Gül kokusu gelmez!
Görüntüye aldanma,
Çiçek görünümünde,
Ne deve dikenleri var!
Arı baldan değil,
Tütsüden kaçar!
Her şey kıvamında güzeldir!
Vakit geldi ise,
Sende oyuna katılıver!
Ağzını açmak fırsat kaçırttırır!
Bazen topu beklerken,
Başka oyuncu gelir,topu kapar,
Sen seyirci kalırsın!
Hayatta her şey değişime tabidir!
Bir gömlek alırsın,
Beğenmez gider değiştirirsin!
Araban yavaştır,
Gider hızlısını alırsın!
Alınan evin komşuları sana uymaz,
Sonra başkasını alırsın!
Hayatta çok şey atlama tahtasıdır!
Evlenirsin,
Ama anlaşamazsın!
Her şey değişir,
Ama bir tek anıları değiştiremezsin,
Geçmişi geriye sarmak mümkün değildir!
Bazen insan içinde,
Evi gibi temizlik yapmalı!
Sahte dostlar,
Söküp atılmalı,
Fırtınalı havalarda gemilerde safra atılır!
Yüreğinde öyle bir umut taşımalısın ki,
Onu senden kimse alamasın!
Düştüğünde yanında olanı,
İyi tanı!
Kalktığında kiminle yürüyeceğini bilirsin!
Sınandığın acı hakkında konuşmak kolaydır!
Kör bile,
Aynı çukura,
İki defa düşmez!
Kimseye fazla güvenme,
Beyaz gülün gölgesi bile siyahtır!
Üzülme!
Kaçan balık varsın büyük olsun!
Ağ her zaman denizden küçüktür!
Hayat cesurları sever!
İnce düşünme üşürsün!
Sen yerinde dur,
Yine baharlar gelir!
Eski bir zahid öyle söyledi!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Altınoluk
29.07.2015