Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
FELEĞİN ÖDÜLÜ
Yaşamım bir çocuğun iç çekip ağlaması gibi!
Ben istedim lakin felek usta vermedi!
Önce güzel kitap gibi bir manita,
Sonra uzun kuyruklu bir araba,
Sonra da denizde bir yelkenli!
Hepsinden mahrum kaldım dostlar hepsinden!
Eller yaşadı ben seyrettim uzaktan uzaktan!
Bu felek usta varya bu felek usta!
Ellere kepçe ile bana çay kaşığı ile verdi aksiliğinden!
Ara sıra rakı balık içeyim dedim,
Miden alışık değil dokunur,
Hem sende rakı içecek ağız nerede dedi durdu!
Kırmızı şarap ile bir apaz tuzlu leblebiyi bile,
Bana çok gördü!
Çiçekleri seviyorsun ya dostum,
Sakın sahte olanlarını sevme!
Çünkü sevgiyi eskitiyor böyleleri sevgiyi!
Sahte çiçekler tıpkı bu devrin adamları gibi,
Kalbi nasırlı nefesi kuru!
Neleri gömmedim ki ben içime neleri?
Herkes toprağa gömdü ölülerini!
Bense içime gömdüm öldürdüklerimi!
Sonra dost geçinenleri!
Yalnız birini çok sevmiştim,
Onu öldürmek bana çok acı verdi!
Feleğin bana verdiği ödüle,
Bu gün ahmaklık denildi!
Zaman değişmiş bilememişim!
Hecetül Esvet simsiyah olmuş!
Yağmurlar asitli!
Denizler eski maviliğini terk etmiş!
Ozon tabakası yırtılmış!
Yürekler taşlanmış!
İnsanlar bozulmuş!
Meğer benim iç çekmelerim,
Bunlardan geliyormuş!
Yuvasız kuş
İsmail Kızılay/Edremit