Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
YALNIZLARIN TÜRKÜSÜ
Sen nereden bileceksin,
Yalnızların türküsünü!
Sancılı gecelerim de,
Döktüğüm göz yaşlarımı!
İğne oyası gibi işlediğim,
Hüzünlerimin mutifini!
Nereye gittiysem,
Dertlerimi de,
Yanım da götürdüm!
Meğer sırt çantam da,
Dert taşımışım da,
Haberim yokmuş!
Bilmediğim memleketlerde,
Yabancı insanlar arasın da!
Daha neler neler görmüşüm de,
İşkence yapmışım bu bedene,
Anlamamışım!
Kısmanmışımdır hep,
Mutlu insanların,
Şen kahkahalarını!
Geceler ne haindi ne hain!
Yapmak için işkencesini,
Hep geç saatleri beklerdi!
Akşam sofrasın da,
Tükettim ben bu ömrü!
Birazcık kırmızı şarap,
Birazcık tuzlu leblebi!
Bilsen bana,
Ne hayeller ne hayellerler kudururdu!
Hava yağmurlu,
Gökte kara kara bulutlar!
Parkamın yakaları kalkık!
Üstüm sırıksıklam ıslak!
Kahvekaneye gireceğim ama,
Cebimin dibi,
Alabildiğine kadar delik!
Ağzımda bilinen türkü,
Ben yağmurdan yaştan değil,
Aşkından sırılsıklamım!
Yalnızsak garipsek,
Yiğitliğe de,
Bok sürdürecek değiliz ya!
İşte bu anasını satayım,
Hem yalnızlıkta,
Hem gariplikte,
Aşkı yaşamanın sonu!
Çaresizliğin,
Suların da yüzüyorum!
Yılanlar,
Yosunlar gibi oynaşıyor!
Korkmak ne kelime!
Tiryakisi olmuşum dertlerimin!
Bulutlar ayı saklasa da olur!
Ben hayelimde ki ayda,
Sevgilimle öpüşüyorum!
Yuvasız kuş
İsmal kızılay/Akçay
15.02.2012