Gruplarınızı Görmek İçin Üye Girişi Yapın
KİŞİLİKSİZ
Neydi Şeytan? Ona “Kıyamete kadar mühlet verilmesi” ne demekti?
Uzun müzakereler oldu. Şeytana ilk uyan, yasak meyveyi ilk yiyen de Adem (as) idi. Bir nebi bile şeytana uymuştu demek? !
Konunun farklı boyutları konuşulurken gözlerin kendi üzerine odaklandığını hissederek bir şeyler söyleme ihtiyacı duydu:
- Âlemlerde kendini alem suretlerince seyrediyor ve en güzel sureti ile insan adı altında açığa çıkıyor ise seyir mutlak surette BİR BEDENDEN VE BEDENSEL BİLİNÇTEN AÇIĞA ÇIKAR!
Kendini böyle seyrediyor ise adına ister nebi ve rasül, ister peygamber deyiniz her açığa çıkış bir BEDENSEL BİLİNÇ altında zuhur eder. Şeytan diye işaret edilen; BEDENSEL BİLİNÇTİR! Ve hayatın, sınavın başlayabilmesi, sistem çarklarının döne-bilmesi için nebi ve rasüller dahi BEDENSEL BİR BİLİNÇ aracılığı ile kendilerini gösterirler, beşer boyutuna inerler mecburen. İşte bu ŞEYTANA UYMAK denen şeyin hakikatidir.
Âdem (as) da bir bedende bu hayatı yaşadığına göre bu manada şeytana uymak tüm insanlar için kaçınılmazdır. Çünkü bedensiz, bilinçsiz yaşanmaz.
- Ama şu var ki; salt beden şeytan değildir. Bilinç; şeytaniyet yaşamıdır.
- Nasıl yani?
- Bilinç bir kişilik ürünüdür. Kişilik de burçlar kaydından tutun, 120. Güne gidin, genetik mirası ekleyin, anne - baba tesirini ve çocukluktan büyümeye kadar geçen evrelerdeki kültür, eğitim, gözlem ve toplumsal yaşam etkileri vb. hepsinin toplamıdır.
- Bedensel Bilinç; Kişilik eseri ise Şeytanı Müslüman etmek için ne yapmak lazım?
- Ona gelme, şeytanı taşlamak ne?
- Sahi o ne?
- Benim inancım, benim bilgim, benim görüşüm, benim düşüncem, benim bakış açım dediğin her şey DONDURULMUŞ BİLİNCİN ÇAKIL TAŞLARIdır! Kimi dondurur onları radikal tutumlarla; kimi ateşte pişirir duygusal hezeyan ve gözyaşları ile. Kiminde SOĞUK ÇAKIL TAŞLARI, KİMİNDE PİŞİRİLMİŞ TUĞLADIR onlar. Nasıl olursa olsun, taştırlar ve atılmalıdırlar gönülden dışarıya. İşte hacı; seçtiği minik taşları o duvara atarken birini taşlamıyor; TAŞLAŞMIŞ BİLİNCİMİ, BİRİKİMİMİ ATIYOR; BUNLARIN KAYDINDAN ÇIKIYOR; SINIRSIZA AÇILIYORUM demek istiyor aslında.
…
- Peki, “Şeytanı Müslüman Etme”nin kısa bir yolu var mı?
Bomba işte o anda patlıyordu. Hemen cevapladı:
- Kişiliksiz olursan şeytanını müslüman etmişsindir!
Halk nazarında hakaret olan 'KİŞİLİKSİZ' sözüyle bunu açıklaması tuhaf gelse de aykırı bakışlara alışıktılar. Konuyu deşeleyen, az daha sordu:
- Olunabilir mi? Var mı örneği?
Hiç tereddüt etmeden herkesin çok sevdiği zatı gösterdi. Yanı başında oturuyordu, ona dönerek:
- İşte, bakın, “Kişiliksiz”in “Tek”i dir!
- Kişiliksizin Teki öyle mi?
- Evet, sen kişiliksizsin!
Elhamdülillaaaah çekti zat, derinden hem de çok derinden. Sonra, sohbet akışının sıçrama yaptığı her anda olduğu gibi sevinçle kucaklaştılar.
…
- Dur, bir dakika, kişiliksiz olmak?
- Dünyadaki yegâne örneği Hactır. Önce mahlûkatın zikrine, ilahi devrana; tavafa katılarak kişiliğini salarsın akışa. Kadın- erkek, ırk- millet olmaksızın salarsın. Sonra Arafat Vakfesi ile niyaz eden TEK KİŞİ olmayı deneyimler; ÖZDE TEK OLUŞU FARK EDER; HAKİKATE ARİF olursun. Sonra son kalan bilinç kırıntılarını; minik taş-ları döker eteğinden de atıverirsin şeytan taşlama adı altında. Verilemeyecek, kayda değer hiç bir şey kalmadığından, geçersin kendinden de çalarsın bıçağı benli-ğinin, kişiliğinin boynuna Kurban adı altında!
- Anladınız mı?
- Çok hoş oldu, sağ olun.
- Şeytanınız kişiliğinizdir. Âdem’e, Havva’ya, meyveye, yılana gitmeyi bırakın artık. “Tek” kalma pahasına da olsa “Kişiliksiz” olmayı göze alanlara aşk olsun!
{Aşka Yemin Olsun ki}
[ 'Kişiliksiz' dostum merhum Osman Ceyhan'ı rahmetle anıyorum. Ruhuna 3 İhlas 1 Fatiha lütfen]
