GRİ ŞİİRLERİ

GRİ ŞİİRLERİ

Murat Tali

Çığlık çığlığa siren sesleri arasındayım, dünya kıpırdamıyor. Ne düşünür o sedyede yatan, ya onun yanında ki çaresiz kalan. Ölüm ne kadar yakın değilmi dakikalardır sirenler çalıyor herşey durağan. Biran kendimi koydum o araca en çokta yüreğim sancıdı bir de düğüm düğüm olan boğazım. Gözlerime akıverdi sancısı yatanın. Fakat en çok yanında bekleyenin sancısı içimi acıttı. Anladım ki gitmek kadar kalmakta canını yakar insanın.

Halden anlamaz bir sancıdayım, giden de benim kalan da. Acıyan da benim acıtan da. Susan da benim konuşan da. Öyle bir haldeyim ki ölen de benim yaşayan da.

Gece gri bugün, puslu bir kasvet örtünmüş üzerine. Ölenlerin toplamı kadar sancı ekiyorum yüreğime hasadım tek bir papatya oluyor. Beyaz bir gülümseme ekliyorum akrep ile yelkovan arasına, zamAN SENsizlik oluyor, BENsizlik oluyor.

BEN en çokta ölümü bilirim kendimde. Kaç sancılı doğumum oldu, kaç kendimi terk edişim, kaç sessizliklerde yitişim, bakmayın cenazelerde gözyaşı dökmememe ben en çok içe ağlamayı beceririm. Yanıbaşımda sirenler, ortasında hasretlikler var. KalANların toplamı kadar gözyaşı biriktirdi bu gece gökyüzü. Sağanak bir yağmuru hak ediyor gece. bANa o yağmurda sırılsıklam olmak yakışır bu akşam.
..

Devamını Oku
Devamsız Geceler

Gündüzleri yaşarken güneşimi söndürdüm..

Şimdi loş bir dünyada

dilimin tüm tat duyularını kaybetmiş

bir gri portreyim....
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Sürekli gözlenmekte takip edilmekteyiz,
Bilimin örtbaslarından bunu da bilmekteyiz…

Desen ki gri yaratık, bulursun tımarhaneyi,
Desen ki uzaylılar var, denerler reddiyeyi…

Hiç reddedemez isen mutlak susturulursun,
..

Devamını Oku
Sadun Aksüt

Ne beyaz, ne gri
ne siyah bulut.
Koyu mavi o küme
benim için büyük umut.

Yağmur yağacak
doğada bir hareket
..

Devamını Oku
Harun Tolga Peker

Bir tabanca ne kadar masum olabilir, bir kadın ne kadar derine hitap eder, bir bakış ruhu nasıl çökertir, bilmiyorum.

Ne zaman seni arasam, biliyorum ekranda gördüğün adımı duvara çarpar, benim burada umutlarımı kırardın. Oysa sesin biraz meyhaneydi senin, sesin biraz anason, sesin biraz gri, sesin biraz esrar, sesin biraz heyecandı, seni affetmedim...

İsmimizin yan yana gelmesi bir kazaydı ve ismimde ki harfler bu yüzden ağır yaralıdır. Bilmiyorum bakışların kaç kalibreydi, mor dudaklarınla kaç cenazeye katıldın hiçbir fikrim yok, isterim ki ben ilk olayım, isterim ki seni bana kısıtlama, isterim ki ben sende hayatımı kaybedeyim, ama seni affetmedim...

Senin ellerin gökyüzüne açılmış beyaz bir duaydı, gökyüzü ellerinde mavi bir denizatı. Seni sevmek için fazla gençtim, beni öpmek için dudakların ağır bir günahtı...
..

Devamını Oku
Pınar Uçar

özgür çığlıkları içimizde yüzlerce martının
bir isyan gibi çığlık çığlığa yaşıyoruz
sesimiz birbirine karışır
ve bulmak seni
yüreğimin tenhasında
martının denize sevdasıdır
siyahlarını giyinip ruhumun kıyılarında
..

Devamını Oku
Adnan Gördüm

Gri bir intihar havasındayım bugünlerde..
Tadı,tuzu yok yaşamın.
Elimi attığım her yer kuruyor sanki.
Güneşin,yağmurun,çiçeklerin
Bir anlamı kalmıyor
Dünyanın rengi
Gittikçe koyu griye çalıyorsa.
..

Devamını Oku
Günan Ülgen

Gündüz, sislerine uyandım
Sessizlik vardı İstanbul senin gözlerinde

Sokak lambaları umarsız
Sarımtrak bir pırıltı ile
Birer birer ve pırıl pırıl

..

Devamını Oku
Orçun Serhat Güngör

Doğum katıksız beyaz,
ölümde katıklı siyahtır
aslında.
Ki,
yaşamda
ölümle doğumun
uyumudur,
..

Devamını Oku
Cem Acar

Akşam saatleri...
Etraf hafif gri
renginde,
Dalgalar gürültü
çıkararak
yalar kayaları.
Us
..

Devamını Oku
Ahmet Türkkan

Bir gün bir dolmuşa bindirip gönderdiler...
Sadece okumaya gidiyorsun dediler..
İlk iskarpinide o gün ayağıma giydirdiler...
Büyük büyük adam olacaksın dediler...

Gri pantolon gri çeketim olmuştu ilk defa...
İlk bavulum ozaman olmuştu ne yazıkki..
..

Devamını Oku
Kadircan Keskinbora

Beyaz giyme söz olur,
Siyah giyme toz olur,
Yeşil giyme yoz olur,
Mavi giyme göz olur,
Gri giyme boz olur,
Sarı giyme koz olur,
........
..

Devamını Oku
Esel Arslan

Bir kıpırtı var içimde, rahat bırakmayan
Kanımda dolaşır durur hiç durmaksızın
Çılgınlıklarıma yol açar, çanaklar tutar
Nöbetlerini tutarım deli saatlerimin.

Bütün utanmazlıklarımın dürtükleyen çomakçısı
Zamanı belirsiz aniden patlayan öfkelerim
..

Devamını Oku
Zafer Zengin Etnika

Sordular
Bulutlar
neden gri diye

Nasıl derdim
Ay gizlenmiş ardına
Saklamış ışığına sabaha
..

Devamını Oku
Nimet Köse 1

kayıtsız, sorgusuz, sualsiz
bir dünya düşünebilir misiniz?
yaratıcısı Tanrı olan
yaratılanları da tıpkı aynası olan.
bir hiçlik bir kaybolmuşluk
labirentte dört dönen fare
çıkmaz sokak lambalarını kovalayan.
..

Devamını Oku
Nehreyn

taş baskı öfkelerin bulutu olur
çalı süpürgesinin kapıdan kovduğu çığrışma.
gri endişerin yanağına yapışır hüzün

hiç bir cevapta ismi yok, ayışığının.
avuçları buz tutar mektupların.
yırtılışların, kırıklıkların reviridir, sessizliğin.
..

Devamını Oku
Nahit Can Aydın

Sen…
Elini çektiğinde,
Topallayan ömrümden…
Çamurların içine,
Düşmek daha acı şimdi…

Yoksun…
..

Devamını Oku
Orhan Yılmaz

İki parmağımın arasındaydın
tıpkı sigaram gibi çiğerime biriken
yanarken mavi üfledikçe gri
usul usul nefesimi kesen
unuttum parmaklarımın arasında seni
parmağım yanınca anladım
bu aşkında söndüğünü...
..

Devamını Oku
Şeydanur Beker

Sevgili yeşil sarı ve gri
Olmayan kızıllık ve mavi
Bir renklere küsmediğimiz
Bir renklerin küsmediği kalmıştı
Sevgili sevgili ve sevgili
Sen hayatımda gördüğüm en acımasız renktin
Bir renklerin kötü olmadığı kalmıştı
..

Devamını Oku
Nazım Ercan

Adı;
Bin yıllık bir bekleyişin ardına taktığı rüzgar, benim adım motifsiz bir kelebeğin kanatlarındaki ruhsuz aşk.Bir sabah daha uyandığım, yanı başım da aşk, benimse sırtım dönük. Uyuşuk beden uyan artık ben geldim.Merhaba ruhum.Gecedir yürek derdi kelebek.Bakışları donuk, yüreği ayaz.Belki de; son bir sesleniş ayaklardan yüreğe, koş git ona, ben götürürüm seni diyor zaman.Bir atmacanın gözlerin de sevi, ruhunu yitirmiş bir dokunuşun ardındaki neden ne ola ki?
Zaman;
Bir donmuş serçenin gözyaşları arasın da gördüğümsün sen.İnildiyor yıldızlar, tam yüz bin yıldız, tam yüz bin yapayalnız gururlu, ihtişamlı ve özgür yıldız.Stara’yı biliyor musun sen? Götürür müsün beni de yanın da ona? Sabahtır gece gözlerim de sabahtır, sabahtır, sabahtır.Ulysses evine dönüyor galiba kurtuldu denizin hanımından. Sevgiyle kal sevgiyle minik serçe.Çığlık çığla telefon bak şuna artık. Bin küsür yıllık yüz bin yıldız, yüz bin yalnız ruh demektir, yalnız,yalnız,yalnız.Zamansın sen ey ölümcül kelebek, zaman. Al kanatlarına bedenimi. Motifin olacağım senin.Sessiz, şekilsiz bir garip ben.
Ölümün;
Bir başka gün işte, yine kırlangıç yuvalarına tırmanıyorum. Bir ip bağladım bulut uçuruyorum bedenimden yüreklere.Bir sis aralıyor ruhumu, yorgun, avare ve hınç dolu. Dışarısı ayaz, buz rengi duman gene tepelerden aşağı taaa ruhuma dek saplanıyor. Bir iblis içim de kandırma telaşın da ruhumu. Son seslerini dinleme çabasındayken ben yaşamın müziğinin. Elveda deme telaşında gözlerim bu şehre, bu dünya ya, bu zamana. Elveda zaman denen tamahkar elveda. Bir denizin daveti gözlerim de buz rengi bazen nefti gri. Geliyorum serçeler sustu yine bir ruh daha göç etti desene. Geliyorum.
..

Devamını Oku