İsmail’ce uzanıp, kendimi koç ederken,
Gönüllü ölmelerin, hem halidir gözlerin…
Yürekten yâre doğru, kavimler göç ederken,
Kâbe’nin son örtüsü, kum halidir gözlerin…
Kuşatması bitmiştir, hasret sura dayanır,
Siyah kaşın çatımı, kem halidir gözlerin…
Suyu bir kez görür de, ateş birden uyanır,
Geçmeyen yalnızlığın, dem halidir gözlerin…
Yekpare yalnızlığım, sarışın iklimlerde,
Kudüs gibi güzelin, rum halidir gözlerin….
Su gibi akar zaman, çaresiz büklümlerde,
Zamanı seyretmenin, ram halidir gözlerin…
Işıksız akşamlarda, kan sızar oluk oluk,
Yürekten vurulmanın, tam halidir gözlerin…
Arzular üryan kalır, acının rengi soluk,
Mezar taşı öpmenin, ham halidir gözlerin…
Bedende zincir izi, kalpte açık yaralar,
Ruhsatı Kerbelanın, gam halidir gözlerin…
Kapısında cenneti, küçük bir el aralar,
Cenneti seyretmenin, cam halidir gözlerin…
Gökyüzünde yağmurun, dinmesini beklersin,
Korkuya sapladığım, nem halidir gözlerin…
Yabani bir serçenin, inmesini beklersin,
Ölüme aldanışın, yem halidir gözlerin…
Biliyorum gözlerin, Allah’ıma mahsussun,
Elif gibi durmanın, tüm halidir gözlerin…
İnsan kendi sonunu, bilen varsa konuşsun,
Ha dan önce gelmenin, cim halidir gözlerin…
Sakın ha aldatmasın, arada bir gülüşüm,
Mühleti terk etmenin, imhalidir gözlerin…
Keyiften değil hüznü, saatlere bölüşüm,
Bulmadan yitirmenin, timsalidir gözlerin…
Cennetine girmekti, niyet edip ölüşüm,
Sarı mercandan HULD’ un, emsalidir gözlerin…
Kayıt Tarihi : 7.11.2025 12:09:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!