Gözlerin hüzün kokardı,
Işıklı soğuk gecelerin,
Sıcak gülümseyişiydin...
Hiç bilmediğim kentlerin,
Hiç hissetmediğim iklimleriydin,
Varlığın sıcak,
Yokluğun çekilmezdi,
Çatlayası inatçı yüreğin,
O hepsinden beterdi...
Gözlerin deniz kokardı,
Kurumuş yosunların,
Sahile vuran son nefesleriydin...
Hep korktuğum,
Hep bildiğim o tanıdık dalgaların,
Bazen sakin,
Çoğu zaman hırçın vuruşlarıydın kayalara,
Ve kayalar gibiydi yüreğin,
Mağrur ama kırılgan...
Gözlerin umut kokardı,
Bazen...
Çaresizliğin çığ misali,
Çarelerimin tükendiği,
Sonsuzluğumun ortasında,
Çırpınışlarımın son sesiydin...
Hiç duymadığım,
Hiç yaşamadığım lanet olası bir yokluğun vardı,
Olmamalıydı...
Gözlerin yalnızlık kokardı,
Bir elmaydın, öbür yarını arayan,
Ve onu,
Aydınlığın en derin karanlığında,
Karanlığın en derin aydınlığında bulduğunu sandın...
Hiç görmediğim,
Hiç okumadığım mısralarında,
Yüreksizliğinin ardına gizlenmiş haykırışların,
Korkularına perde, kimbilir ne sırların vardı,
Korkuların düşlerinde,
Düşlerin sende,
Sense hep içimde kaldın...
Gözlerin hasret kokardı,
Sisli havalarda,
Ankara’ydı senin kokunu hatırlatan...
Her yerini gezdiğim,
Her caddesine sevdalı kaldığım bu şehir,
Veda ederken,
Senin gözlerinle gülümseyip,
Senin kokunla el sallayacak...
Veda ederken,
Ben sana,
Sen ona,
Ankara ikimize hasret kalacak...
Gözlerin taze gözyaşı kokardı,
Paylaşamadığım nice dertlerini,
Anlatmaya çalışırdın,
Kelimeler yetmezdi,
Uzun uzun dalardın o bilmediğim uzaklara,
Hiç dönmeyeceksin sanırdım,
Korkardım...
Hep gizlediğin,
Hep içine akıttığın gözyaşların vardı,
Karmaşıktı...
Nisan yağmurları mıydı, bu yanağından süzülenler,
Yoksa, bu gökten yağanlar gözyaşların mıydı?
Anlayamadım...
Duaların en bereketlisini sana adadım,
Artık yüzün acı yaşlarla ıslanmasın,
Sende benim gülüşlerim,
Bende senin gözyaşların kalsın...
Gözlerin gurbet kokardı,
Uzak ülkelerin, sebepsiz isyanlarıydın...
Hep masallarda okuduğum,
Hiç dokunamadığım bir gökkuşağının,
Yağmurdan kaçıp, bulutlara sığınmış,
Cansız renkleriydin...
Bazen kırmızıydın, şehvet kokan,
Bazen maviydin, okyanusları kıskandıran,
Bazen kurşuni olurdun, çözemediğim,
Çoğu zaman inadına siyahtın,
Fırtına öncesi göğü andıran,
Hiç toz pembe olmadı dünyan, mutluluktan! ! !
Saçmasapan renkler işte,
Gün gelip kendi anlamsız izlerine dalacak,
Ama bende senin,
Sende gurbetin izleri kalacak...
PINAR
2.Nisan.2001/Pazartesi
“Öylesine bir gün, ANKARA”
Kayıt Tarihi : 26.9.2002 19:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)