Kelebekler gibi kanat çırparak,
Çiçek bahçesine uçtu bu gönül.
Bahçeyi bezemiş gonca gülleri
Görünce kendinden geçti bu gönül.
Dikenin yanından yaprağı aştı,
O daldan bu dala döndü dolaştı.
Bir dalda üç gülü görünce şaştı;
Önce biraz ürkek, kaçtı bu gönül.
Uzaklaştı karşı dala konarak,
İç geçirdi, gözlerini yumarak;
Acı dolu mazileri anarak;
Eski yaraları deşti bu gönül.
Güllerin içinden biri çıkarak,
Kokusuyla gönülleri yakarak.
“Gel” diyordu, yaprağını açarak;
Ona doğru kanat çırptı bu gönül.
Bir başkaydı o gül, güller içinde;
Gizlenmiş dikenli dallar içinde.
Açmaya yüz tutmuş allar içinde,
Gül şahına kapı açtı bu gönül.
Gönül bu, uzağı-yakını bilmez;
Yıkar bentlerini, arkını bilmez.
Gül ile dikenin farkını bilmez;
Aşkın deryasına göçtü bu gönül.
Mazlumoğlu gönül belaya kaldı;
Kaçarken yeniden sevdaya daldı.
Gülün uzattığı badeyi aldı;
Sonra kana kana içti bu gönül.
1997
Kayıt Tarihi : 16.9.2025 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!