Farkında değiliz birbirimizin,
sessizliğin kıyısında geçiyor günler.
Zaman dışı anlar —
tutkular değil artık,
bir yanıp bir sönen korlar şimdi.
Anlatılmamış her öyküde sen varsın.
Suların bestesi dilsiz,
ağlamak bile fazla gelir bazen.
Önümde solmuş fotoğraflar;
gözlerinde gece fenerleri yanıyor hâlâ.
Bakışların usulca ağ örüyor
fırtınayı çağrıştıran bir sükûnetle.
Gülüşlerin yaz rüzgârı gibi mahcup,
ama geçerken ürpertmeyi unutmaz.
Dolunay vurdukça sulara
anılar çağırıyor hayaletlerini.
Oradasın —
yağmur kokulu akşamlarda,
bir nehrin kıvrımında gülümseyen…
Zaman çağlayan bir düş gibi akıp giderken
dalıp gidişlerimi soruyorsun:
ay ışığından denize düşüşümü,
derin sulara iniş çıkışlarımı.
Haziran doluyor damarlarıma,
adın çoktan kazınmış tenime.
Kaçtığım her yerde karşıma çıkan:
yalnızlığın silüeti.
Sana çıkıyor bütün yollarım —
dönüyor durmadan
yaradaki bıçağın çevresinde.
Bu masalın yalnız kahramanıyım:
Gölge ateşlerinde yanan.
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 15:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!