Gökteki Ay, bin yaranın yasıyla eğilir,
Yerdeki taş ki kanlıdır, hangi sessizliği bilir?
Kolunda paçavra değil, şanlı bir kefen şimdi,
Namlu izi bir mühürdür; bekler o asil vatan.
Sınır ki teldi, namustu; şimdi bir zillet kapısı,
Hangi vicdansız nefesle titrer o alçak tapınışı?
Horluyor müptezel bakış, bir zehirli yara izi,
Gazi Yiğit Özel Harekât yontar bu kara yüze.
Emniyetin sesinde bin yıllık bir ulvi feryat,
Bu fitne devranına kurban giden ulusal mir’at (yüksek mertebe).
"Katlettik!" diye haykırır o alçak, o zındıklar,
"Asker, Polis, Öğretmen, Kadın, Bebek... Hepsi hak!"
Suç değilmiş can almak, meşru bir hakmış bu cinnet,
Haysiyetimiz, Onurumuz nerede duracak bu zillet?
Onur, günah değil ki örtülsün; yırtılsın bu perdeler,
Ey ruhun heybeti! Söyle, Vicdan bize ne der?
Tekirdağ’ın Namık Kemal’i ruhumuzu bilerken,
Yahya Kemal gibi “Çok muzdarip kaldık” dememek için erken...
Gür sesle kalk! Haykır ki, titresin yedi kat yer:
“Felek, her türlü esbab-ı cefasını toplasın, gelsin.
Dönersek kahpeyiz millet yolunda bir azimetten!”
Zira ancak Hürriyetle yoğrulmuş bir Millî Mücadele,
Kurtarır her birimizi bu fiilî esaretten, bu felaketten.
Ey Şehitler! Sizin kanınızdır bu şahlanan sel,
Her damlanız ebediyet yemini, her anınız bir bedel.
O alçak sesler bilsin ki, "Öldürmek bize hak!"
Hakk'ın heybetli adaleti onları er geç boğacak.
Unutmayız o yalnız yüzleri ve ulu sitemi asla,
Gözümüzdeki ateşi bu zulüm harlasa da coştursa da.
Biz ne horlanan cemaat, ne de kurban oluruz,
Soyumuz yücedir, silinmez bu Şanlı Türk’ün ufuk izi
Bu toprak Namık Kemal’den bize kutsal bir miras,
Yahya Kemal’in hüznüne düşmeyeceğiz, bu bir çelikten kıyas.
Tekrarla! Tekrarla o azametli yemini, dinlesin Cihan:
“Felek, her türlü esbab-ı cefasını toplasın, gelsin.
Dönersek kahpeyiz millet yolunda bir azimetten!”
Azmimiz çelikten kale! İrademiz sonsuz uçurum!
Artık Yeter! Bu zillet bitsin, yükselsin Hilâl’in nuru.
Hürriyetin efsunu sarsın her bir nefesi,
Bu vatanın Onuru, Şahlanışın En Yüce Sesi!
Kalk şimdi! Gör ki, fiilî irade neye yarar!
Zira Kurtuluş bizde; Türk’ün Şahlanışında yapar!
Vurulmuştur artık prangalar yere,
Şahlanışın Destanı yazılmakta her bir zerreye.
Titreşsin Yer, Gök! Duyulsun bu Volkanın Sesi,
Artık Eylem Vaktidir; kesilmiştir o iğrenç nefesi!
Al Sancak En Yüksekte! Hilâl ki parıldar,
Hürriyet Ateşiyle her bir zulüm yanar.
O yalnızlık silinsin o yiğitlerin gözünden,
Onur geri dönsün, kovulsun ihanet özünden.
Ne bir paçavra peçi, ne bir hain dolanır şimdi,
Türk’ün Yüce Adaleti, sınırları kuşatır şimdi.
Zillet silinmiştir, esaret kökten atılmıştır,
Bu Vatan ki yeniden Zafer ile taçlanmıştır.
Ve Millet Yolunda edilen o Azametli Yemin,
Sonsuza dek sürer, yıkılmaz bu Ulu Emin!
Şehitler'in Ruhu, Zafer ile Şad Olsun:
Hürriyet Ebedî! Bu Mühür Ki, Milletin Olsun...
Kayıt Tarihi : 16.12.2025 17:49:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!